Kısa Vadeli Mutluluğun Peşinde

Mutlu bir anı yaşarken, o anı sosyal medyada paylaşmak için eliniz hemen cep telefonunuza mı gidiyor? Ne yazık ki çoğu insanın cevabı “evet”. Bize mutluluğun paylaştıkça çoğalan bir şey olduğu anlatıldı ve bu doğruydu. Fakat paylaşma ile kastedilen bu muydu sizce? Öyle ki sevdiklerimizle baş başa kaldığımız anlarda bile ellerimizde cep telefonları var. Onlarla mutluluğumuzu paylaşmak şöyle dursun; hasbihal edecek, günümüzün nasıl geçtiğini soracak hevesi bile bulamıyoruz içimizde. Başımızı kaldırıp da bakmıyoruz birbirimizin yüzüne.
Halbuki asıl mutluluk kalpteki huzur; huzur ise durmak demektir. Aramaktan, kovalamaktan, koşmaktan, sosyal medyadaki fotoğraf mezarlarından sıyrılıp hayatlara dokunmak, düşünmek, tefekkür etmek, şükretmek…
Sürekli geçici mutluluklar peşinde koşmanın etkisini araştıran psikologlar, bu bilinçli koşunun insanlar üzerindeki negatif etkilerine ulaştı. Davranış bilimleri uzmanları tarafından yapılan bir araştırmada, deneklere duygusal yönü kuvvetli bir şarkı dinletildi. Araştırmacılar, bu parçayı dinlerken deneklerin bir bölümünden mümkün olduğunca kendilerini mutlu hissetmeye çalışmalarını istedi. Diğerlerine ise parçayı sadece dinlemeleri söylendi. Deneyin sonunda modlarını yükseltmek için çabalayanların, parçayı sadece dinleyenlerden daha mutsuz oldukları görüldü. Bu araştırmanın kısmen de olsa anlattığı gibi sadece anı yaşamak, mutluluğa şartlamadan öylece yaşamak, insanı kendi doğal koşullarında daha fazla mutlu ediyor. Kişinin varlığının, etrafındakilerin, asıl ihtiyaçlarının farkına varması ise çevresindekilerle uyum içinde yaşamasını ve bu olumlu duyguyu alışkanlık haline getirmesini sağlıyor.
Her gün yeniden tazelenen bir nefes, gören göz, işiten kulak, hisseden kalp ile birlikte insanın gözü gözüne, dizi dizine değen sevdiklerine bakıp, gerçekten bakıp özüne dönmesi gerekiyor. Sevdiklerimizle birlikte geçirilecek güzel vakitleri, kalbe şifa olacak sohbetleri, ömür boyu hafızalarımızdan silinmeyecek anları ıskalayıp da sosyal medyada samimiyetten uzak paylaşımlara yönelmek, bize mutluluğun aslında ne olduğunu unuttururken ilişkilerimize de yazık ediyor. Öyleyse neyi, nerede araması gerektiğini yeniden hatırlamalı insan. Bizi bizden uzaklaştıran şey, mutluluğa ne kadar yaklaştırabilir?
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:209 s.47