Ebeveynlerin, küçük çocuklarından en sık duyduğu cümle, “Iıhhh olmaz! O, benim.” Çocuklarda, “sizinkiler” ve “bizimkiler” gibi kavramlar yoktur, düz bir mantıkla tam olarak şöyle düşünürler: “Elime aldığım her şey benim.” Paylaşmamakta diretme, ufaklığın hayat boyu bencil olacağı anlamına gelmez. Bir çocuğun sınırlarını belirlemesi, haklarını koruması ve özgüven kazanımı için sosyal gelişim evresinin normal bir seyridir “benim” düşüncesi.
Küçük çocuklarda bir şeylerin sahibi olma duygusu, paylaşım konusundan çok daha önce gelir. Bu hal üç yaştan sonra azalarak devam eder ve ebeveynlerin desteğiyle, zamanla çocuğun fıtratına göre rayına oturur.

Paylaşım Konusunda Zorlamayın
Küçük çocukları paylaşım konusunda zorlamak çocuğun özgüvenini zedeler, ufaklığın kendi ihtiyaçlarının ve duygularının başkalarınınkinden daha değersiz olduğu yönünde bir düşünceye kapılmasına neden olur. Paylaşım için zorlanan çocuk cömertliğe ve empatiye dair bir şey öğrenmez, yalnızca anne babası istediği için anlamsız bir itaate itilmiş olur. Çocuk, zorlamak yerine kendisiyle anlayacağı dilden konuşularak paylaşım için teşvik edilmeli ama sonuç için tercih yine kendisine bırakılmalıdır.
Sınırlarına Saygı Gösterin
Sınırlarına saygı gösterilmemiş ve kendini güvende hissetmeyen çocuklar paylaşım konusunda zorluk yaşarlar. Sevgi dolu bir dil ile kendisiyle sağlıklı iletişim kurulmuş, özel alanına saygı duyulmuş bir çocuk, paylaşım konusunda kısa sürede daha çok mesafe kateder.

Onunla Özel Eşyalarınızı Paylaşın
Ebeveynler kendi özel eşyalarını küçük çocuk ile konuşarak paylaşırsa, rol model olması açısından önemli bir adım atılmış olur. Örneğin kızına kendi tokasını veren bir anne, “Bu toka bana ait ama seninle paylaşmak hoşuma gidiyor. Çünkü paylaşmak, çok güzeldir” gibi açıklamalarda bulunursa, ufaklık bunu hafızasına kaydeder ve zamanla kendi de eşyalarını çevresindekilerle paylaşmak ister.
Empati Değişmez Kural
Büyükleri tarafından anlaşıldığını bilen bir çocuk, tavırlarında daha rahat olur ve daha pozitif bir hale bürünür. Örneğin elindeki oyuncağı paylaşmak istemeyen bir ufaklığa, “Paylaşmamak çok kötü bir davranış, böyle yaparsan seni kimse sevmez” gibi olumsuz cümleler kurmak yerine, “Evet, bu oyuncak sana ait. Senin için özel olduğunu biliyorum” gibi onu anladığınızı ifade eden cümleler kurarsanız çocuğunuzun paylaşım konusundaki isteksizliğini kırmasına yardımcı olursunuz.

Başkalarının da Özel Alanı Olduğunu Anlatın
Yaş aralığı on iki-yirmi dört ay arasında olan miniklerin ebeveynlerine özellikle misafirliklerde sıklıkla yaşattıkları sorun, başkalarının eşyalarını sahiplenmeleri ve ellerinden alınmak istenirse de dakikalarca ağlamalarıdır. O an ufaklık elini neye attıysa o, onundur. Elindekileri o an için güzel güzel konuşup da almaya, çocuğu ikna etmeye kimsenin gücü yetmez. Aynı ortamda aynı yaşlarda başka bir çocuk da varsa tam bir kaos söz konusudur. Özel alan ve mülkiyete karşı duyarlılık kazandırmak için ebeveynlerin; çocuklarıyla başkalarının da özel alanı olduğuna dair konuşmalar yapması, parka gittiklerinde onlara sıra beklemenin önemini anlatması ve çocuklarının her istediği şeyi -karşılaştıkları dirence rağmen- kararlı olup almaması gerekir. Kuralları bilen çocuk zamanla çevreye karşı daha duyarlı hale gelecektir.
Ödünç Oyunuyla Paylaşmaya Isındırın
Çocuğunuzun size ait eşyaları ödünç almasına izin verin. Örneğin size ait bir fotoğraf makinesiyle yalnızca üç dakika için fotoğraf çekmesine izin verin. Makinenizi kullanmasına izin verirken de, “Bu makine bana ait. Sana kısa bir süreliğine ödünç veriyorum” gibi açıklamalarda bulunun. Süre bitip de ödünç verdiğiniz eşyayı elinden aldığınız ilk zamanlar tepkiyle karşılaşabilirsiniz, fakat çocuğunuz sonradan ödünç verme oyununa alışacaktır. Bazan da oyuncaklarıyla belli bir süre oynayıp, “Bunu senden ödünç almıştım, şimdi tekrar sana veriyorum” gibi açıklamalarda bulunabilirsiniz. Ödünç oyununu sık sık oynarsanız bebeğinizin kısa sürede eşyalarını çevresindekilerle de paylaştığını görebilirsiniz.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Bu Bebekler Bir Âlem – Semerkand Aile Yayınları