Görüş Bildir

Ah Mine’l Gazap

Ah minel gazap. Öfke patlamaları yaşayan insanlar. Celal ve Cemal sıfatının tecellileri.

Son zamanlarda etrafımızda öfke patlamaları yaşayan insanlar daha bir görünür hale geldi. Pire için yorgan yakmayı murat eden bünyeler mevcut. Bunlar da uzaydan inme şahıslar değil halbuki. Sen, ben, biziz… Belki ateşimiz cürmümüz kadar yer yakıyor, geniş çapta ülkeye seyirlik olacak hale gelmiyoruz fakat bizde o potansiyel de mevcut… Sadece bizde değil, bütün insanoğlunda. Zira “gazap” Allah vergisi bir haslet fakat bunu gidip de birilerine zulmetmek için kullanalım diye vermemiş Yaradan… Evini koru, kendini koru, ülkeni koru diye vermiş. Zira evinize biri saldırdığında, sizde “gazap” hasleti bulunmazsa kendinizi nasıl savunursunuz? Ya da vatanınıza düşman musallat olduğunda Allah için gazaplanmazsanız ülkenizin hali nice olur? Sinirlenip kuru öfkeyle birini öldürseniz katil, Allah için savaşıp düşmanı öldürürseniz mücahit olursunuz. Hani Hz. Ali Efendimiz yüzüne tüküren düşmanı nefsine dokunduğu için öldürmekten vazgeçmişti ya… Bunları mıh gibi akılda tutmak gerek!
 

Sebeb-i Hiddetli Gazap


Bugün kendimizi şehre, beton binalara, arabalara bile isteye hapsetmiş haldeyiz. Tabiattan o kadar uzak kalmışız ki… Etrafımızda “Bunu bir Müslüman yapmış olmalı” dedirtecek binalarımız yok maalesef. Şehir mimarimiz acınacak halde… Araştırmalar Batı’dan Anadolu’ya doğru gidildikçe mutluluk oranının arttığını boşuna göstermiyor. Zira orada insanımız doğanın içinde… İnsan doğadan bu kadar uzaklaşınca ne oluyor peki? Gücü yeten gücü yettiğine bağırıp çağırıyor, kendi egosunu tatmin ediyor. Ama yine de vicdanlar rahat değil, zira mazlumun ahı diye de bir mesele var… Peki, ne yapmalı? Önce insan kendine bir bakmalı zira nefsini bilen, Rabbini bilir. İnsan gazabını da tanımalı, kabul etmeli ve o enerjiyi nerede kullanabileceğine bakmalı. Zira korkaklık ile zorbalık arasında ince bir çizgidir, kahramanlık…
 

“Celal” ve “Cemal” Sıfatının Tecellileri


Örneğin erkeklerde Allah’ın “Celal” sıfatı ağırlıklı olarak tecelli etmekte. Bu onların aile maişetlerini sağlamaları; evlerini, aile bireylerini, gerektiğinde ülkelerini korumaları için gerekli. Kadınlarda da “Cemal” sıfatının tecellisi ağır basmakta. Bunlar da evi yuva yapan “şefkat”, “merhamet”, “sevgi” gibi temel unsurların mercisi olmalarından kaynaklanmakta. Fakat erkekler “Cemal” yönlerini de tanıyıp açığa çıkardıklarında olgunluğa ermiş olacakları gibi kadınlar da “Celal” yönlerini fark edip gerektiği gibi kullandıklarında olgunluğa ermiş olurlar. Burada Kanuni Sultan Süleyman Dedemiz iyi bir örnek olabilir bize…

Malumumuz üzere kendisi birçok fetihlerde bulunmuş bir savaş cengaveri. Elinden bir uçanla bir kaçan kurtuluyor fakat aynı muhterem zat, saray bahçesindeki bir ağacı ilaçlatmayı planlarken onun üzerindeki karıncaların canını düşünecek kadar da ruhen incelebiliyor. Marifet, biri size trafikte yol vermedi diye kötü sözler savurmakta, arabadan inip karşı tarafa gövde gösterisi yapmakta değil belli ki. Marifet, kendinden önce karşındakinin canının kutsallığını düşünebilip Yaratan’dan ötürü yaratılana merhamet edebilmekte… İnsanın asıl yüceldiği nokta da orası işte! Sözlerimi, duygularını gereksiz bilek gücüyle değil de yürek gücüyle dile döken Nabi Dedemizden bir beyitle sonlandırmak isterim. Buyurun, ibretle:

“Nedir ey şuh bu bi-hude gazab n’oldu sana
Meşrebin düşmen-i naz idi aceb n’oldu sana”

(Ey sevgili hayırdır inşallah, nedir bu gereksiz öfke, ne oldu sana? / Hem sen naz etmeyi de sevmezsin, seni bu hale ne getirdi acaba ?)

Dosta, mümin kardeşe gazaplanmak bize yakışmıyor vesselam. Rabbim kalplerimizi yumuşatsın, “Celal”i, “Cemal”i bilip gereğini yaparak kemale erenlerden eylesin. Bayramınız mübarek olsun mübarekler. Baki muhabbetle…


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Elife Ateş - Semerkand Aile Dergisi Sayı:167 s.46



nizami hayat logo