Görüş Bildir

Ultra İşlenmiş Gıdalar Ne Kadar Sağlıklı?

Ultra işlenmiş gıdalar. İşlenmiş gıdalar sağlığa zararlı.

Gıda, yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Nasıl ki hava olmadan, su olmadan yaşayamazsak gıda olmadan da yaşam mümkün olamaz. Sanayileşme ile uzun yıllar önce ayrı bir sektöre dönüşen gıda, market raflarından evlerimize ulaştığından beri “işlenmiş gıda & doğal gıda” tartışmasına konu oluyor. Çoğu zaman da işlenmiş gıda kavramı yanlış anlaşılıyor. Öncelikle tanımı doğru yapalım: Yediğimiz çoğu yiyecek işlemden geçmektedir. Bu işlemler; teknik, mekanik ve kimyasal işlemler olarak üç bölüme ayrılır.

Örneğin mandalinanın dalından koparılması, dana etinin kıymaya dönüştürülmesi, sütün sağılması teknik ve mekanik işlemlerdir. Burada önemli olan tüketime hazırlanan gıdanın içeriğine kimyasal, rafine edilmiş veya yapay, sentetik maddelerin katılıp katılmadığıdır.

Kimyasal işlem denilince ise ilk olarak akla, pek çok bileşenden oluşan yapay renkler, tatlar, kimyasallar, katkı maddeleri içeren işlenmiş gıdalar gelmektedir. Bu gıdalara genel bir ad verecek olursak hepsini “tüketime hazır gıdalar” olarak adlandırabiliriz

Gıda teknolojileri enstitüsü, “işlem görmüş yiyecekler” tanımını belirli kategorilere göre belirlemektedir. Bunlar gıdayı depolama, filtreleme, fermente etme, konsantre hale getirme ve paketleme gibi işlemlerdir. Bu tanım doğrultusunda marketlerde satılan paketlenmiş yiyeceklerin neredeyse tümü işlenmiş gıda olarak sınıflandırılabilir.

Temelde doğal dediğimiz dalından koparılmış meyve, hasat edilmiş tahıl, taze sağılmış süt ve bunun gibi ürünler; üretim, depolama, koruma amaçlı veya fabrika ortamında diğer tükettiğimiz ürünlere dönüştürülmek için (peynir, yoğurt, meyve suyu vs.) birçok işlemden (teknik, mekanik, kimyasal) geçmektedir. Ancak bu işlemlerin, gıdanın doğal yapısını bozmayacak ölçüde asgari ve insan sağlığını etkilemeyecek düzeyde olması gerekir.
 

İşlenmişin de İşlenmişi Var


Gıdanın raf ömrü ve uzun süre taze kalması için kullanılan kimyasal katkıların, etken maddelerin çokluğu işlenmiş gıdayı “ultra işlenmiş gıda” kategorisine getirir ki bu da insan sağlığına ciddi anlamda zarar verir. Örneğin yüksek miktarda şeker, fruktoz, mısır şurubu içeren ürünler aşırı tüketildiğinde gereksiz kalori içeriği nedeniyle sağlığı önemli ölçüde etkilemektedir. Bu, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Zaman içerisinde metabolizma üzerindeki diğer pek çok olumsuz etkileri araştırmalar sonucu gözlemlenmiştir.

İşlenmiş ve ultra işlenmiş gıdalar gün geçtikçe yaygınlaşmakta, özellikle genç kuşağın tüketim alışkanlıklarını belirlemektedir. Peki ama herkesin bilmesine rağmen sağlığımızı tehdit eden, hastalıklara sebep olan bu gıdalar neden tercih ediliyor? Bu sorunun tek bir cevabı yok ama hepimizin hemen fark edeceği ilk cevabı şu: Medya araçlarının gıda endüstrisi üzerindeki etkisi…

Günümüzde sosyal medya ve televizyon kanalları reklamlar vasıtasıyla gıda sektörünü sürekli gündemde tutmaktadır. Reklamlar hazır gıda tüketimin en önemli sebeplerindendir. Diğer sebepler ise işlenmiş ve ultra işlenmiş gıdaların raf ömrünün çok uzun olması, kolay hazırlanması, kolay ulaşılması, internet vasıtasıyla bir tuşla kapımıza kadar geliyor olması… İçeriğinde bağımlılık yapıcı maddelerin bulunması da paketlenmiş gıdaların sürekli tercih edilmesinin nedenleri arasındadır.
 

Yeme Alışkanlığımızı Değiştirebilir Miyiz?


Bilinçli bir toplum ve sistemli aile yapısıyla elbette hazır gıda tüketimi seviyemizi en aza indirebiliriz. Her ebeveynin çocuklarına sağlıklı bir yaşam sunmak için bu konuda bilinçlenerek üstüne düşenleri yapması gerekir. Evde hazırlanan; fermente edilmiş, kurutulmuş, dondurulmuş gıdalar bizim kültürümüzde zaten yer almaktadır. Turşu, yoğurt, reçel, erişte ve ekmek gibi gıdaları kendimiz yaparak hazır olanlara tercih edebiliriz. Kendimiz yapamıyor olsak bile bu üretimleri yapan güvenilir, yerel üreticileri bulabiliriz.

Genel itibariyle mümkün olduğu kadar paketlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız. Zaruri durumlarda ise paket üzerinde yer alan içerikleri mutlaka okumalı, katkı maddesi kodlarının ne anlama geldiğini bilmeli ve gıdaların son kullanma tarihini dikkate alarak tüketmeliyiz. Evde hazırlanmış sağlıklı gıdalarla kurulan sofraların sayısını arttırmalıyız. En önemlisi de fast food yemeye alışan gençlerimize bütün ailenin bir araya gelmesini sağlayan aile sofralarının önemini anlatmalı, onlarla birlikte keyifli sofralar kurmalı ve bu alışkanlığı gelecek kuşaklara aktarmak için de gayret etmeliyiz.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:213 s.42



nizami hayat logo