Receb Ayı
Receb ayı, kamerî ayların yedincisi, üç ayların ise başlangıcıdır. Ramazan-ı şerifin müjdeleyicisidir. Receb ayının içinde iki mübarek gece bulunmaktadır. Biri “Regaib” diğeri “Mi‘rac” gecesidir.
Receb ayı, gerek İslâm’dan önce gerekse İslâm’dan sonra mukaddes bilinen, yukarıda da bahsedildiği gibi “haram aylar” diye nitelenen aylardan biridir; İslâm dini gelmeden önce, bu ay girer girmez, kabileler arasında savaşmak yasaklanır, herkes kendisini bu ayda güven içinde hissederdi. İslâm geldikten sonra da bu aya olan hürmet devam ettirildi.
Sevgili Peygamberimiz [s.a.v] receb ayının başlangıcında,
“Allahım, receb ve şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi ramazana ulaştır” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/259)
şeklinde dua etmiştir.
Receb Allah’ın Ayıdır
Resûlullah [s.a.v] şöyle buyurur:
“Receb ayı Allah’ın ayı, şaban benim ayım ve ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sagîr, nr. 4411)
Enes b. Mâlik’in [r.a] rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Resûlullah [s.a.v] şöyle buyurmuştur:
“Receb, Allah Teâlâ’nın diğer aylar arasından seçtiği bir aydır. Her kim bu ayın hakkını verir ve onu (amel etmek suretiyle) yüceltirse, Allah Teâlâ’nın emrini yüceltmiş olur. Her kim Allah Teâlâ’nın bu emir ve buyruğunu yüceltirse, onu naîm cennetine koyar ve ondan razı olur. Her kim şaban ayının hakkını verir ve onu (amel etmek suretiyle) yüceltirse, benim buyruğumu yüceltmiş (hakkını vermiş) olur. Benim buyruğumu yücelten kimseninse kıyamette şefaatçisi ve yardımcısı olurum. Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır. Her kim ramazanın hakkını verir, hürmetsizlik etmez, gündüzlerini oruçla geçirip gecelerini de ibadetle ihya ederse ve de âzalarını (haramlardan) korursa, ramazan ayından çıktığında tertemiz günahsız olur.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 3813.)
Receb Ayında Yapılması Gereken İbadetler
“Şühûr-ı selâse”, yani üç aylar olarak bilinen ve bunların başlangıcı olan receb ayının girmesiyle birlikte müminin ruhunu bambaşka bir hava kaplamalıdır. Çünkü bu aylar ilâhî rahmetin oluk oluk aktığı aylardır. Diğer vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa, receb ve ardından gelen şaban ve ramazan aylarında kat kat fazla sevap verilir.
Üç aylara “çok sevaplı ibadet ayları” diyen Said Nursi [rahmetullâhi aleyh], onların kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından, müminlerin önünde nasıl bir kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret etmiştir: “Her bir hasenenin (iyiliğin ve ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, receb-i şerifte yüzden geçer, şaban-ı muazzamada üç yüzden ziyade ve ramazan-ı mübarekte bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve leyle-i Kadir’de (Kadir gecesinde) otuz bine çıkar.” (Said Nursi, Şualar, 114. Şua.)
Mesela, başka zamanlarda okunan her bir Kur’an harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu sevap yüz olarak yazılır, şabanda üç yüzü aşar, ramazanda bine çıkar. Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek, üç aylardaki mübarek vakitlerin ahiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz.
Büyük tasavvuf ehli Zünnûn-i Mısrî [kuddise sırruhû] der ki: “Receb ekme ayıdır, şaban sulama ayıdır, ramazan ise hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa onun karşılığını bulur. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olanlardan olur.”
Receb Orucu
Hz. Peygamber [s.a.v], receb-i şerif ayında çok sık oruç tutmuştur. İbn Abbas [radıyallâhu anh] şöyle demiştir:
“Resûlullah [s.a.v] bazı yıllar receb ayında öyle oruç tutardı ki biz, ‘Galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)’ derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, ‘(Galiba) bu ayda hiç oruç tutmayacak’ derdik.’’ (Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 3799.)
Enes b. Mâlik [r.a] anlatır: Resûlullah’ın [s.a.v] şöyle dediğini işittim:
“Cennette receb isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim receb ayında bir gün oruç tutarsa Allah [c.c] o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Beyhakî, Fezâilü’l-Evkât, nr. 8)
Resûlullah [s.a.v] receb ayında tutulan orucun fazileti hakkında bir diğer hadislerinde ise şöyle buyurmuşlardır:
“Bir kimsenin receb ayında bir gün oruç tutması, bir senelik oruç tutması gibidir (o denli sevabı vardır). Yedi gün oruç tuttuğunda ise kendisine cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tuttuğunda da cennetin sekiz kapısı ona açılır. On beş gün oruç tuttuğunda, semadan ona bir münâdi, ‘Geçmişte yaptığın bütün günahların bağışlandı. Kötülüklerin iyiliğe çevrildi. Haydi, yeni ameller işlemeye koyul’ der. Kim bu ayda iyilik ve ihsanı artırırsa Allah da ona karşı ihsan ve nimetini artırır.
Nuh’un [aleyhisselâm] gemisi receb ayında yüzmeye başladı. Nuh [a.s] bu ayda oruç tuttu ve beraberindekilerinin de tutmasını emretti. Nuh’un [a.s] gemisi muharremin onuna kadar tam altı ay bu halde seyretmeye devam etti.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 3801)
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Üç Aylar - Hüseyin Okur