Kurban Fıkhı
Kurban ve fıkıhtaki kullanımıyla uhdiye, dini bir terim olarak ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak ve yine bu şekilde boğazlanan hayvan demektir. Kurban bir ibadet olması sebebiyle, hem bu ibadeti yerine getirecek kimsede hem de kesilecek hayvanda birtakım şartların bulunması gerekmektedir. Zira ibadetlerin kuralları naslarla bildirilmiştir.
Kurban kesmek; akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslümanın yerine getireceği mali bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gram altın veya değerinde para/eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir. Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekatın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
Kurban Kesmek Yerine Sadaka Vermekle Bu İbadet Yerine Getirilmiş Olur Mu?
Her ibadetin bir yapılış şekli vardır. Kurban ibadeti de ancak kurban olacak hayvanın usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilebilir. Bedelini infak etmek suretiyle, kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Zira hayvanın kesilmesi bu ibadetin rüknüdür. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) de kurban meşru kılındıktan sonra her yıl bizzat kurban kesmek suretiyle bu ibadeti yerine getirmiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v), Kurban Bayramı’nda, Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın her bir parçasının kişinin hayır hanesine kaydedileceğini ifade etmiştir. (Tirmizi, Edahi, 1)
Allah Teala’nın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslümanın önemli vazifelerinden biridir. Zaruret derecesinde ihtiyaç içerisinde bulunan kimseye yardım etmek dinimizde farz kabul edilmiştir. Ancak bu iki ibadetin birbirinin alternatifi olarak sunulması doğru değildir. Bu sebeple kesme fiili olmadan hayvanı sadaka olarak bir kişiye vermek kurban yerine geçmez. Aynı şekilde kurban bedelini de yoksullara ya da yardım kuruluşlarına vermek suretiyle kurban ibadeti ifa edilmiş olmaz.
Ailede Zengin Olan Karı- Kocadan Her Birinin Ayrı Ayrı Kurban Kesmesi Gerekir Mi?
İbadetlerde sorumluluk ve bu sorumluluğun bir neticesi olan ceza ve mükafat da bireyseldir. İslam dininde aile fertleri arasında mal ayrılığı esası vardır. Bir aile içinde karı, koca ve çocuklardan her birinin malı ayrı ayrı belirlenmişse sorumluluk da kendilerine aittir. Bu itibarla aile fertlerinden karı, koca ve yetişkin çocuklardan kimin borcu ve temel ihtiyaçları dışında 80.18 gr. altını (20 miskal altını veya bu miktar altın değerinde parası ya da nami (artıcı) olmasa bile nisaba ulaşan fazla malı yahut eşyası) varsa, o kimse zengin sayılır. Bu şartlara göre aile fertlerinden dinen zengin sayılan her biri, fıtır sadakası vermekle mükellef olduğu gibi, Kurban Bayramı’nda da Hanefilere göre kurban kesmekle yükümlüdür.
Kurban Kesim Vakti
Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise fecirden (sabah namazının vakti girdikten) sonra başlar. Hanefilere göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şafiilere göre ise bayramın 4. günü gün batımına kadar kesilebilir.
Kurbanlık Hayvanların Yaşlarında Aranacak Olan Asgari Sınır
Kurbanlık hayvanların yaş sınırı, Hz. Peygamberin sünneti ile tespit ve tayin edilmiştir. Buna göre kameri yıl esasına uygun olarak; devede 5, sığır ve mandada 2, koyun ve keçide ise 1 yaşını doldurma şartı aranır. Bunun yanında, 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması halinde kurban edilebilir. Koyunlardaki bu istisna bizzat Hz. Peygamber tarafından yapılmıştır.
Kurban Edilecek Hayvanlar Hangi Nitelikleri Taşımalıdır?
Kurban edilecek hayvanın sağlıklı, organları tam ve besili olması hem ibadet açısından hem de sağlık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık; dili, kuyruğu, kulakları ve memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak hayvanın doğuştan boynuzsuz olması; şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, memelerinin yarıdan daha azının olmaması, kurban edilmesine engel değildir. Bunun yanında kesileceği yere gidemeyecek derecede topal olan hayvanlar da kurban edilemez. Buna göre hayvanın değerini düşürücü nitelikteki kusurlar kurbana engeldir.
Vekalet Yoluyla Kurban Kesilebilir Mi?
Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekalet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekat gibi mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet caizdir. Vekalet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin edilen kişi veya kurum aldığı vekaleti gereği gibi yerine getirmelidir. Kurbanda önemli olan, kişinin niyetinin Allah için olması ve vekaleten kendisi adına kurbanın kesilmesidir. Kurban kesme şartlarını taşıdığı halde unutma, ihmal vb. sebeplerle kurban kesmeyen kimsenin, Hanefilere göre o yıla mahsuben, bir kurban bedelini fakirlere vermesi, ayrıca tövbe ve istiğfar etmesi gerekir.
Teşrik Tekbirlerinin Hükmü
Hz. Peygamberin (s.a.v), Kurban Bayramı’nın arife günü sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır. Buna göre Hanefilerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken de yine teşrik tekbirleri getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri halinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez. Şafii mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir.
Ayrıca bakınız: Kurban Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Dr. Hüseyin Okur - Semerkand Aile Dergisi - Sayı 167 s.48