Çocuğuma Namaz Alışkanlığını Nasıl Kazandırabilirim?
Çocuklarımızın inançlı bireyler olarak yetişmelerini, özellikle de “dinin direği” olan namaz ibadetini severek yerine getirmelerini arzu ediyoruz. Keza gerek yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de gerekse hadis-i şeriflerde bu ibadetin çocuklarımıza küçük yaştan itibaren öğretilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Örneğin Taha Suresi’nin 132. ayetinde Allah Teala (c.c) Peygamber Efendimize (s.a.v), “Ailene (ehline) namazı emret, sen de onda sebat et” buyurmakta. Bu emrin yalnızca Hz. Peygamber’i (s.a.v) değil, onun nezdinde tüm müminleri işaret ettiği malum. Yanı sıra Peygamber Efendimiz (s.a.v) çocukların 7 yaşından itibaren namaza davet edilmesini, bu ibadete alıştırılmasını nasihat ediyor. Ve yine ulemaya göre bilhassa 10 yaş bu konuda bir kırılma noktası olarak kabul ediliyor.
Mesele bu denli mühim olunca çocuklarımızın namazdan bihaber yetişmesi, bu kıymetli vazifenin önemini anlayamaması ihtimali bizi kaygıya sevk ediyor. Konuya dair hassasiyetimiz yüksek olduğundan doğru davranış biçiminin ne olduğunu kestiremeyip hata üstüne hata yapabiliyoruz. Öyle ki yanlış tutumlarımız yüzünden onları namazdan soğuttuğumuz bile oluyor. O halde öncelikle bu yanlış tutumları değerlendirip nasıl davranmamız gerektiğine değinerek başlayalım söze.
Ebeveynler Namaz Konusunda Ne Kadar Bilinçli?
Kulluk görevini yerine getirmekte zorlanan, farz ibadetlerini aksatan anne babaların büyük bir disiplin gerektiren namaz gibi günlük bir ibadeti çocuklarına kazandırması pek de kolay olmasa gerek. Bu konuda zafiyet gösteren bir ebeveynin, çocuğuna namaz kılmayı salık verdiğinde “Ama sen de kılmıyorsun. Sabah namazına sen de kalkamadın. Geçen gün dışarıdayken vakit namazını geçirmiştin. Hem ben dün yatsıyı kılmamıştım, o zaman neden bir şey demedin?” gibi sözlerle karşılaşması, bu konuda ihmalkar veya tutarsız olmakla itham edilmesi muhtemel.
Çocuk yetiştirmenin ilk ve en mühim kuralı olan “sorgulamaya ve uygulamaya kendinden başlama” ilkesi burada da karşımıza çıkıyor. İbadet eden bir nesil yetiştirmenin ilk şartı da anne babanın ibadetlerine devam ediyor olmasından geçiyor haliyle. Yaşadığı evde beş vakit boyunca, huşu ve rikkatle ibadet edildiğini gören çocuğun namaza bakışı da farklı oluyor elbette.
Yine de “Anne baba namaz kılıyorsa, çocuk da mutlaka kılar” kanaatine varmak her zaman mümkün değil. Çünkü ibadeti yerine getirmemek kadar, niçin ibadet ettiğini tam manada idrak edememek de yanlış uygulamalara sebep olabiliyor. Örneğin namaz hususunda titiz davranıp tabiri caizse “taassup gösteren” ebeveynlerin çocuğuna bu konuda baskı uyguladığı, ibadetten soğutacak denli sert tavırlarda bulunduğu da hepimizin bir şekilde şahit olduğu gerçeklerden. Halbuki bu alışkanlığı kazandırma süreci ciddi bir sabır, idrak ve ihtimam gerektirmekte. Çocuğa namaz kılması için hakiki ve ikna edici nedenler sunmamız, bunun için belki de önce kendimize niçin ibadet ettiğimizi sormamız gerekiyor.
Önce Allah, Sonra Namaz Sevgisi
Çocuklar “Neden namaz kılıyorsun?” diye sorduğunda “Allah emrettiği için, O’nun rızası için, Rabbimize şükretmek ve yaklaşmak için” diye cevap veririz muhtemelen. Her biri namaza devam etmenin haklı nedenlerindendir. İşte, çocukların da meseleye aynı noktadan bakabilmesini sağlamak adına yapmamız gereken, onlara önce Allah Teala’yı anlatmak, O’nun sevgisini kazandırmaktır.
İnsan birini sevdiğinde onu mutlu etme, yakınında olma, onunla daha çok vakit geçirme arzusu duyar, sevdiğinin isteklerini geri çevirmemeye çalışır. Çocuk da içindeki Allah sevgisi arttıkça O’nun emrettiği her şeyi sevimli görmeye başlar. Rabbini razı etmek (biz buna çocuğun anlayacağı dilde “O’nu sevindirmek, O’nu üzmemek için” de diyebiliriz), O’na yaklaşmak, O’nun istediği gibi bir kul olmak için çaba gösterir. Yaradan ile kul arasındaki bu tatlı bağ doğru kurulduğunda, namaz bir zorunluluk olmaktan çıkıp şevkle yerine getirilir. Çocuk namazı zul olarak değil, yüce Allah’ın Miraç Gecesi biz kullarına gönderdiği bir hediye olarak görmeye başlar. Rabbini seven ve bilen bir kul olarak “Allah rızası için” derken ne kastedildiğini hakikatli bir biçimde hisseder. Namaza daha sıkı sarılır ve kendisini Rabbine yaklaştıracak bu ibadeti kaçırmamak için çabalar. Bu sevgi tam manasıyla verilmediği takdirde çocuk “Neden namaz kılmalıyım?” sorusuna makul bir cevap alamadığını düşünebilir. Böylece ona namaz kılması söylendiği için bu ibadetten soğuduğu veya namaz konusunda doğru nedenlere tutunamadığı için istikrar gösteremediği görülür.
Namaz Bizi Daha İyi İnsanlara Dönüştürür
Namazın, çocuklara aktarılması gereken bir diğer yönü de insanı daha iyi bir kul haline getirmesidir. Zira diğer tüm ibadetlerde olduğu gibi insanı terbiye etme, manevi açıdan düzelmesine vesile olma gibi bir fonksiyonu da vardır namazın. Ankebut suresi 45. ayette, “Rasulüm, sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar” buyurulur. Bu noktada eğer “Daha iyi bir insan olmak için namaz kılıyorum” dedikten sonra kalkıp nahoş davranışlar gösteriyorsak; çocuğumuza, ailemize ve çevremize muamelemiz doğru değilse, çocuk şöyle düşünmeye başlayabilir: “Annem/ babam namaz kılıyorlar ama olumsuz davranışları var, adil değiller, dedikodu yapıyorlar, yalan söylediklerine de şahit oldum. Demek ki namaz, insanı iyileştiren bir ibadet değil, kılmasam da olur.” Tüm bunlar yine gösteriyor ki çocuğa namazı emrederken, işe kendimizden başlayıp kıldığımız namazları doğrultmaya çalışmaktan başka çaremiz yoktur. Onu huşu ile, niyetlerimizi düzelterek, tadili erkana uyarak, dosdoğru kılmadıkça çocuklarımıza aktarmamız güç olacaktır.
Namaz Eğitimi İçin Geç Kalmamak
Her ne kadar hadis-i şerifte namaza fiilen başlama yaşı 7 olarak işaret edilmişse de bu, öncesinde namaza dair hiçbir şeyden bahsedilmeyeceği anlamına gelmez. Zira çocuk İslam’ın yaşandığı bir ailede dünyaya gelmişse o yaşa gelinceye dek ibadet usullerine dair gözlemde bulunmuş, ailesinin namaz kıldığına şahit olmuş, hareketlerini taklit etmiştir muhakkak. Yani çocuğun namazla ilk tanışması konuşmaya ve duyduklarını anlamaya başladığı zamanlara dek uzanacaktır. Ki olması gereken, tavsiye edilen de budur elbette.
Namaz ciddi anlamda sorumluluk gerektiren bir ibadet olduğundan, çocuğa 7 yaşından önce bazı rutinler vesilesiyle sorumluluk duygusu kazandırılması gerekir. Sabah kalkar kalkmaz yüzünü yıkamak, sofraya geçip yemeğini yemek, yemekten sonra dişlerini fırçalamak gibi standart eylemlerin birer alışkanlık haline getirilmesiyle başlanabilir işe. Akabinde çocuğa ev içinde ufak sorumluluklar verilmesi de elzemdir, bu küçük manevralar onun ileride alacağı büyük namaz sorumluluğunun da tohumu olacaktır böylece. Bununla beraber onlara sorumluluklarını yerine getirmediğinde bunun bir sonucu olduğunu da öğretmemiz gerekir. Oyuncağını hoyratça kullanıp kırdığı vakit bir yenisinin alınmayacağını bilen çocuk, ileride namazı kaçırdığı zaman neler olacağı konusunu daha iyi anlayabilir.
Namaza Alıştırmak İçin Öneriler
-
Namazları ailece, neşe içinde kılmaya çalışalım. Çocuğumuz bizimle namaz kıldığı vakit ne kadar memnun olduğumuzu ifade etmekten kaçınmayalım. Yanı sıra ibadet bilincine sahip insanlardan oluşan bir çevre edinip onu bu ortamda büyütmek de işimizi kolaylaştıracaktır.
-
Bunaldığımız zamanlarda namaz kıldığımızdan bahsedelim. “Namaz kılınca içim ferahladı, sıkıntım azaldı” gibi ifadeler kullanarak namaz ve huzurun iç içe olduğu hakikatine dikkat çekelim.
-
Çocuğumuz biz namazdayken yanımıza gelip rahatsızlık verirse onu azarlamayalım. Onu uyardığımız, ona kızdığımız vakitlere dikkat edelim. Zira namazın öncesinde veya sonrasında azar işiten çocuk, bunu mukaddes ibadetimizle bağdaştırıp namaza karşı bir tepki geliştirebilir.
-
Birlikte camilere gidelim. Çocuğun cami içinde vakit geçirmesini, oynamasını sağlayarak ona namazla ilgili güzel hatıralar kazandırmayı başarabiliriz.
-
Çocuğumuza küçük yaştan itibaren kısa sureleri ve namaz dualarını öğretelim. Namaz kılarken kullanması için özel bir seccade, takke, örtü vb. hediye edelim onlara. Böylece namazı ve bu ibadete dair unsurları hayatının birer parçası haline getirmemiz kolaylaşır.
-
7 yaşından itibaren çocuğa günde bir veya iki vakit namaz kıldırmaya başlayabilir, bunu kendi isteği doğrultusunda artırmasına yardımcı olabiliriz. Ancak küçük aksamalar olduğunda sabrı ve hoşgörüyü elden bırakmamak elzemdir. Zira her çocuğun namaza alışma süreci farklı cereyan eder.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Elif Özdemir - Semerkand Aile Dergisi Sayı: 164 s.38