Görüş Bildir

Ağlamak Şifadır

Ağlamak şifadır. Ağlamak ruha ve bedene şifa getirir.

Bazı yağışlar vardır, bir damlası dahi şifadır. Bütün bir mevsim su görmemiş kavruk toprağa gökten birkaç damla düşse, az mıdır? Her davranışını duygularının düzene koyduğu insan için de ağlamak böyledir. Sadece bir iç dökme değil, ruha ve bedene şifa getirir.

Ağlayın, Dökmezsek İçimiz Kirlenir


Ağlamak bir tür heyecandır. Yetişkin ve çocuklara göre belirgin farklılıklar gösterir ve ayrı ayrı yorumlanır. Bebekler ve çocuklar çoğunlukla dikkatin kendilerine verilmesi yahut merhameti celbetmek için ağlarlar. Yetişkinler ise ya merhametini göstermek için ya da acı çektikleri için ağlarlar.

Bazıları herkesin ağlayabildiği bir vaziyette ağladığını gösteremeyebilir. Buna “içi kan ağlamak” denir. Ya fikrin dehşetinden donmuş yahut gözyaşları içine akmıştır. Kiminin gözyaşları musluktan akarcasına olur olmaz yerde dökülür, kiminin gözyaşları ise ruh kuyusunun en derinlerinde, yukarı çekilmesi zor yerdedir. Fakat o derinliğin de bir seviyesi var ki fikir oraya değdi mi, gözyaşları nehir gibi akabilir. Buna katıla katıla ağlamak denir. Bazı ağlayışlar vardır ki onlar da sahte ve zorlamadır. Bu gibi lüzumsuz ve yersiz ağlamalar, riya sayılması ihtimali ile dinen sakıncalı görülmüştür. Ne için ağlanıldığı kadar nasıl ağlanıldığı da önemlidir ve bazı ağlamalara da “timsah gözyaşı” denir.

Ağlamanın fizyolojisi. Ağlamanın bebeklikten yaşlılığa doğru fizyolojik evrimi.

Ağlamanın Fizyolojisi


Ağlamanın bebeklikten yaşlılığa doğru fizyolojik bir evrimi olur. En belirgin haliyle biraz yüz kasları çekilir, nefes alış verişinde değişiklik olur. Burun kızarır. Hıçkırıklar ortaya çıkar. Gözyaşı bezlerinin salgı yapmasıyla göz pınarından yaşlar süzülür ve ağlamanın süresi uzadıkça göz etrafında kızarıklıklar oluşur. Kişi olgunlaştıkça fizyolojik olarak yaşanan bu belirtiler yalınlaşabilir. Önce hıçkırıklar yutulur. Sonra yüz kaslarındaki ağlayış çizgileri silinir. Dili lal kesilir insanın ve en nihayetinde gözünden tek damla yaş süzülebilir.

Kadınlar neden erkeklerden fazla ağlar.

Kadınlar Neden Erkeklerden Fazla Ağlar?


İnsan hakikati kainatın en çetin sırrıdır ve fizyolojisi pek çok açıdan keşfedilmeye çalışılır. Ağlamak fizyolojik olarak beynin kontrolündedir çünkü duyguların yönetimi beyindedir. Stres, acı, öfke, mutluluk gibi durumlarda sinir sistemi gözyaşının oluşumunu sağlar.

Erkeklerden fazla ağladıkları bilimsel olarak ispatlanmış olan kadınlar erkeklere oranla dört kat daha çok ağlarlar. Bunun nedeni prolaktin hormonudur. Bu hormon kadınların kanında ve gözyaşında bulunur. Aynı zamanda kadınların gözyaşı kanal yapısı erkeklerden farklıdır. “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” diyen atalarımız, sanki bu yapının farklılığını bildiği için bu sözü söylemiştir. Bu fark kadınların daha kolay ve çok ağlamalarına neden olur. Nihayetinde ağlamak kadınlar için zayıflık ya da güçsüzlük belirtisi olmadığı gibi erkekler için de duygusuzluk belirtisi değildir.

Ağlamanın faydaları. Ağlamanın fiziksel ve ruhsal faydaları.

Ağlamanın Faydaları


Her şey zıddı ile kaimdir. Sancının doğumla, felaketin kurtuluşla, ağlamanın da gülmekle kadim bir akrabalığı vardır. Ağlamak bedene ve ruha şifadır. Üzüntünün derinleşmesini önler, hafifleştirir. Ağlarken sinir sistemi için zararlı olan toksik maddeler vücuttan atılır. Bir çeşit ağrı kesici, rahatlık etkisi olan endorfin hormonu salgılanır. Aynı zamanda gözyaşının antibakteriyel özelliği de vardır. Göz çevresindeki iltihap oluşumuna iyi gelir. Hülasa çocuk olsun yetişkin olsun ağlamak, hem fizyolojik hem psikolojik olarak rahatlatır, iyi hissettirir.

Ağlamak insana acziyetini de gösterir. Allah’tan (celle celaluhu) korkarak, azameti önünde boyun eğdirir. Kişiye kul olduğunu hatırlatır ve onu Allah’a yaklaştırır. Ağlayan birini görmek de kalpte merhamet ve şefkat hissini uyandırır. Dolayısıyla ağlamak aynı zamanda bir tür idraktır.

Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi - Sayı 183 s.14



nizami hayat logo