Ana SayfaBEBEKBebeğinizden Mükemmellik Beklemeyin

Bebeğinizden Mükemmellik Beklemeyin

Modern dünyanın getirdiği; başarıya, mükemmelliğe ve rekabete dayalı yaşam şekli, “en iyi olma” mücadelesi ebeveynliklerde de “günümüz” kavramını ortaya çıkardı. Yani artık “günümüz” anne babaları küçük çocuklardan hatta bebeklerden çok fazla şey bekler hale geldi. “En iyi benim çocuğum olmalı” savaşı süper çocuk sendromu diye bir sorunun oluşmasına neden oldu.

Kendisinin Keşfedip Öğrenmesine İzin Verin

Bebeklerinin gelişiminin akranlarından önde olması anne babaları en sevindiren konulardan biri. Herkesten önce yürüsün, konuşsun, iki yaşına gelmeden tüm renkleri tanısın, sayıları bilsin, tüm gününü etkinlik ve aktivitelerle geçirsin, küçük yaşta öğrensin… Bunlar artık ebeveynlerin genel beklentileri. Çocukların yetenekli, zeki, özellikli ve farklı olmalarını beklemek yani “süper çocuk” olmalarını istemek aslında onların minik omuzlarına farkedilmeden bindirilmiş ağır bir yük. Çünkü tüm bunlar dünyayı yeni yeni keşfeden bir ufaklık için büyük ve zorlayıcı hareketler.

Çocukların, kendilerinin ufak bir modeli, yansıması olduğunu düşünen ebeveynler bunu dış dünyaya en iyi şekilde yansıtmak istediklerinden zorlu bir mücadeleye girerler. Ancak bir çocuğun süper olmasını beklemek hatalı bir tutumdur. Ebeveynlerin bu tarz zorlayıcı hareketleri ve neticesinde sağlanan başarı, bebek küçükken tatmin sağlasa da uzun vadede düşünüldüğünde olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Eskiden anne babaların bu tarz beklentileri daha minimum düzeydeymiş. Onlar çocukları kendi hallerine bırakır, iki yaşında bir bebeğin yapması gerektiği kadarını kabul ederlermiş. Bu yüzden eski nesil şimdiki nesle göre bu anlamda daha özgür büyümüştür.

Serbest oyun yerine “küçük yaşta” başlatılan her zaman sistemli, programlı ve düzenli eğitime ağırlık verilmesi, etkinlikler yapılması bebeklerin ileriki okul hayatları için olumsuz etkiler doğurabilir. Elbette ki bebeğin yaşına uygun etkinlikler de yapılacak ama bebeği sıkmadan, zorlamadan ve abartmadan… Arlene Eisenberg, Heidi E. Murkoff ve Sandee E. Hathaway tarafından kaleme alınan Çocuğunuz Büyürken Sizi Neler Bekler? adlı kitapta ebeveynleri tarafından çok erken yaşlarda, çok fazla zorlanan çocuklar daha az zorlanan çocuklarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan durumlar işlenmiş ve şu sonuçlar ortaya çıkmıştır: “Uzun dönemdeki performansları artmaz. Örneğin erken dönemde okumayı öğrenen çocuklar ilk başlarda üstün olsalar da daha geç başlayanlar açığı kapattıkça bu, çabuk bir şekilde ortadan kaybolur. Bir çocuk öğrenmek isteyene kadar beklemek çok daha akıllıcadır. Çünkü bu noktada öğrenme kolayca gerçekleşir. Zorlanan bazı çocukların çok başarılı erişkinler oldukları doğrudur ama bunun bedeli çoğu zaman normal bir çocukluk döneminin ve sosyal hayatın kaybı ve bazan da mutlulukların kaybı olabilir. Bu çocukların kişisel motivasyonları genelde zayıftır. Başından beri ebeveynleri tarafından yönlendirildikleri için bu çocuklar nadiren kendi başlarına hareket etmeyi öğrenirler. Kısa dönemde öğrenilmiş yeteneklerde çok ileri olmalarına karşın, uzun vadede düşünme, mantık ve karar verme konularında geri kalırlar… Yaratıcılıkları ve hayal güçleri çoğu zaman körleşir… Merakları azalabilir. Oyun oynarken küçük çocuklar dünyayı keşfedebilirler. Tekrar tekrar denemeler yapabilirler ve kendi sonuçlarına varabilirler. Araştırma yapmadan cevapları verilen çocukların bu şansları ellerinden alınmış demektir.”

Çocuk gelişim uzmanı Jean Piaget’nin dediği gibi: “Çocuğa her yeni öğrettiğimiz şey sonrasında, onun bunu kendisinin keşfetmesine engel oluyoruz.” Ayrıca detaylı olarak planlanan aktiviteler karşısında yetenekleri azalabilir. Resmî okul dönemine geldikleri zaman diğer çocuklara göre öğrenmeye daha az hevesli olurlar. Küçük yaşlarda eğitime verilen ağırlık ve bu düzende kurulmuş bir hayat yüzünden sosyal becerileri daha geri kalır. Örneğin vakti geldiğinde ağaca çıkıp elma toplamaktan çekinebilirler. Büyüdüklerinde kendi kişiliklerini bulmada zorlanabilirler.

Kendi isteklerinden çok başkalarının istediklerine, beklentilerine göre hayatlarını şekillendirirler. Eğitmenliğin aşırı olduğu bu dönemlerde çocukluk eğlencelerinden geri kalmaları muhtemeldir.

“Süper Çocuk”ların Belirtileri

Bazı ebeveynler küçük yaştaki yoğun öğrenimleri çocukları için gerekli görür, iyilik yaptıklarını zannederler. Yani ona verdiği sorumluluğun ağırlığını farketmezler, çocuğun bebeklikten itibaren tüm düzenini buna göre kurarlar. Süper oldurulmaya çalışılan çocukların baskılar karşısında verdikleri bazı fiziksel tepkiler vardır. Serbest oyuna az zaman ayrılması karşısında ufaklık rahatsız olur. Gerginleşir, kızgın olur ve sık sık ağlamaya başlar. Yemeğe karşı isteği azalır. Uyku düzenini rayına oturtamaz. Arkadaşlarıyla geçinemez ve ortak oyun oynayamama gibi sıkıntılar yaşar. Tabii ki bu özellikleri taşıyan çocukların hepsi süper çocuk sendromundadır denilemez ama aileler kendilerinin bu anlatılanları yaptıklarını farkediyorlarsa durumu tekrar gözden geçirip ve çocuk eğitimini biraz gevşetip çocuğu çocukluğuna bırakmalıdır.

Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Bu Bebekler Bir Âlem – Semerkand Aile Yayınları

İLGİLİ YAZILAR

ÖNE ÇIKANLAR

ÖNERİLEN YAZILAR