Görüş Bildir

Zekat Fıkhı

Zekat fıkhı. Zekat nedir. Zekat kimlere verilir. Zekat ne kadar verilir.

Zekat, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin, bu maldan Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekatın sarf yerleri Kur’an’da ayrıntılı şekilde açıklanmış (Tevbe, 60), nisabı da hadislerde belirtilmiştir (Buhari, Zekat, 32). Buna göre temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişinin, diğer şartlar da yerine gelmişse bu mallarının zekatını vermesi gerekir. Nisap altında 20 miskal (80.18 gr), devede 5, sığırda 30, davarda 40’tır. Zekatın farz olması için gerekli şartlar; malların nami (üreyici) olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, kişinin borcundan ve asli ihtiyaçlardan fazla olmasıdır.

Zekatın topluma dönük pek çok yararı da vardır. Mesela zekat, maddi gücü olmayanları kalkındırır, zengin ile fakir arasındaki uçurumu azaltır, zengin ile fakir arasında sevgi ve yakınlık doğmasına vesile olur. Bu yönüyle zekat toplumsal kenetlenmeyi artırır.

Ayrıca toplumları bencillik ve kin gibi ahlaki hastalıklardan arındırır. Zekatın verileceği yerlerin toplumun her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.

Bir kimseye zekatın farz olması için o kimsenin Müslüman, akıllı, ergenlik çağına gelmiş ve hür olması, borcundan ve asli ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte “nisap miktarı” mala sahip olması gerekir.

Zekatın farz olması için ayrıca nisap miktarı mala sahip olduktan sonra bir kameri yılın geçmesi gerekir. Ancak zekatı bu süre dolmadan önce vermekte sakınca bulunmamaktadır.

Şafii mezhebine göre zekat vermek için akıl ve buluğ şart değildir. Çocuk ve akli yeterliliği olmayan (mecnun) kimsenin de zekat vermesi gerekir.

Zekatın geçerli olmasının şartlarına gelince, öncelikle “niyet” şarttır. Zekat bir ibadet olduğu için niyetsiz yerine getirilemez. Ayrıca fakire verilmesi ve teslimi demek olan “temlik” de şarttır.
 

Ticaret Malının Zekatı Nasıl Hesaplanır?


Kar amacıyla alınıp satılan mallara “ticaret malları” denir. 80.18 gr. altın değerinde ticaret malına sahip olan kişinin, bu malın elde edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesi halinde, malından kırkta bir (%2,5) oranında zekatını vermesi gerekir.

Zekat, diğer şartlar yanında, hakikaten veya hükmen elde mevcut bulunup üzerinden bir yıl geçen maldan verilir. İleride sağlanması muhtemel artışlar zekatın hesaplanmasında dikkate alınmaz. Ticaret malları için de aynı ilke geçerlidir. Bu itibarla, ticaret malının zekatı verilirken, satıldığı takdirde elde edilecek kar dikkate alınmadan, malın zekata tabi olduğu/zekatın verileceği tarihteki maliyet değeri esas alınır.
 

Şirket Ortakları Nasıl Zekat Verirler?


Şirketler, hükmi şahıs niteliğinde olduklarından, şirketlerin kendisi değil de ortaklardan her birinin hissesi, tek başına veya varsa diğer mallarıyla birlikte nisap miktarına ulaşırsa zekata tabi olur. Buna göre asli ihtiyaçlarından fazla, nisap miktarı (80,18 gr. altın veya dengi para) mala sahip olan kimsenin, bu malın üzerinden bir yıl geçmesi halinde zekatını vermesi gerekir.

Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekattan muaftır. Borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıkları (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) ise net kar ile birlikte % 2,5 oranında zekata tabidir.

Dolayısıyla böyle bir şirketin ortağı olan kişi, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın, nisaba ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde zekatını vermesi gerekir.

Ticaret dalında çalışan şirketlerde de durum aynıdır. Kameri yıl esasına göre senede bir envanter/bilanço çıkarılır. Dönen varlıklar olan eldeki mallar, nakitler, çekler ve alacaklar değer olarak toplanır. Varsa borçlar çıkarıldıktan sonra geride kalan tüm meblağın % 2,5’i zekat olarak verilir.

Ortaklar, zekatlarını kendileri verebilecekleri gibi, yönetime vekalet vererek onlar aracılığıyla da verebilirler.
 

Farklı Ayarlarda Altını Bulunan Kimse Zekatını Nasıl Hesaplar?


Zekata tabi olma açısından altındaki ayar farkı önemli değildir. Çünkü hangi ayarda olursa olsun, sonuç itibariyle altın hükmündedir. Buna göre farklı ayarda da olsa bütün altın çeşitleri tek başlarına veya diğer ayardaki altınlarla birlikte toplam ağırlıkları 80,18 grama ulaştığında, diğer şartları da taşıması halinde zekata tabidir. Bu durumda farklı ayarlardaki altınların zekatı, değerleri üzerinden hesaplanarak, % 2,5 oranında verilir.
 

Sivil Toplum Kuruluşlarına Zekat Verilebilir mi?


Zekatın verileceği yerler, Tevbe suresinin 60. ayetinde belirlenmiştir. Buna göre zekat, ilke olarak fakirlerin ve ihtiyaç sahibi bireylerin hakkıdır. Zekat bu kimselere doğrudan teslim edilebileceği gibi, aracı vasıtası ile de ulaştırılabilir. Bu aracının birey olması ile kurum olması arasında fark yoktur. Buna göre bir sivil toplum kuruluşu, toplayacağı zekatları Kur’an’da belirlenen yerlere, fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorsa aracı konumunda olan bu kuruluşlara zekat emanet edilebilir.

Kişi, zekatını bizzat kendisi elden verebileceği gibi, başkasına vekalet vererek veya havale yoluyla da verebilir. Burada önemli olan, zekatın zekat alacak kişiye ulaşmasıdır.
 

Zekat Vermenin Belirli Bir Zamanı Var mıdır?


Zekat vermenin belli bir zamanı yoktur. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazan’ı beklemeye gerek yoktur. Ancak, zekat vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekatlarını vermeleri uygun olur. Çünkü zekat bir borçtur, borç bir an önce ödenmelidir.
 

Zekat, Vaktinden Önce Verilebilir mi?


Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi zekat konusunda da kameri ay hesabı uygulanır. Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın geçmesi gerekir. Buna rağmen mal sahibi dilerse vakti gelmeden önce de zekatını verebilir.

Zekat Vermekle Yükümlü Bir Kimse, Sonra Fakirleşse ve Vefat Etse, Sorumluluktan Kurtulmuş Olur mu?


Zengin olan kişi, zamanında zekatını vermez, daha sonra da fakir düşer ve ölürse kendisinden zekat borcu düşmez. Dolayısıyla zekat borcunu ödemeyen kimsenin, borcun ödenmesi için mirasçılarına vasiyet etmesi gerekir. Şayet vasiyet etmeden ölürse günahkar olur. Geride kalan varisleri onun adına teberruda bulunurlarsa bu borçtan kurtulacağı ümit edilir.

Bir malda zekat borcu doğduktan sonra, bu borç ödenmeden önce o mal çalınmak, kaybolmak, gasp edilmek gibi yollarla telef olsa; mükellef ister ödeme imkanına sahip olsun ister olmasın, Hanefilere göre o malın zekatı düşer. Zira zekat, zimmete değil, malın bizzat kendisine bağlıdır. Mal bulunmayınca, zekat da gerekmez. Diğer fakihlere göre zekat borcu düşmez. Mükellefin onu ödemesi gerekir. Ancak bu mal, bağış veya satış yoluyla elden çıkartılmışsa zekat borcu ittifakla düşmez.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:211 s.50



nizami hayat logo