Ana SayfaEDEBİYATToprak Ol, Bağrında Güller Yetişsi

Toprak Ol, Bağrında Güller Yetişsi

Cömertliğin, saflığın, bereketin en doğal halidir toprak. Temizdir, temizleyicidir. Suyun olmadığı zamanlarda yüze, göze ve diğer tüm abdest azalarına sürülerek ibadet edilebilen tertemiz bir nimettir. Hayatın başlangıcı da sonu da onunladır. Zahiren insana ait görünse de aslında toprak insana değil, insan toprağa aittir. Nitekim Yüce Allah (celle celaluhu, “Andolsun biz insanı şekillenebilir özlü balçıktan, (şekil verilip) kurutulmuş çamurdan yarattık” (Hicr, 26) buyurmuştur. Diğer bir ayet-i kerimede ise “(Ey insanlar!) Sizi topraktan yarattık, (ölümünüzle) sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız” (Taha, 55) buyrulmaktadır.

Toprak hem insanoğlunun özü hem yoldaşı hem de dünyada varacağı son duraktır. Öyle ki, “En yakınınız kimdir?” diye sorsalar, “Topraktır” diyebilecek kadar yakınızdır birbirimize. Aşık Veysel’in bir şiirinde bahsettiği gibi, belki de en sadık yar odur. Kimi zaman avuçlarımızdan kum gibi dökülürken sükunetimiz, dinginliğimiz olur; kimi zaman eksik kalan yanımız, çoğu zaman da tamamımız olur. Birliğimiz, dirliğimiz olur. Vatan olur, yuva olur…

Güzel hasletleri hal diliyle öğütler bize toprak. Kara bağrına şefkatle ekilen her bir tohumu sarıp sarmalar mesela. Emek emek işlenen, üzerinde boy veren fidanları ağaca dönüştürmekten; meyveleri ala, yeşile, mora ve daha nice renklere sevgiyle boyamaktan geri durmaz. Yüce Allah’ın (celle celaluhu) Rahman isminin tecellisi gibidir. Üstünde gezinenlerin cürufları saçılsa da üzerine, şikayet etmez. Temizlenmenin, güzel kokmanın yollarını arar. Kimi zaman üzerinde yetişen ulu çınarların hatırına, etrafında biten çalıları görmezden gelir. Çoğu zaman da bir gül için binlerce dikene ev sahibidir.
 

“Sırrını Açmaz Hak’tan Bahar Fermanı Gelmedikçe”

Bereketi, azmi, gayreti temsil eden toprak, sırladığı güzelliklerini açmak için bahara ihtiyaç duyar. Mevlana Hazretlerinin de (kuddise sirruh) bildirdiği bir özelliktir bu. Zira toprak “Sırrını açmaz Hak’tan bahar fermanı gelmedikçe” buyurur. Fakat o, ne gelecek olan kavurucu yaza ne de kışın ayazına karşı koyar. Bu mevsimler onu isyana sevk etmez. Aksine, yaşanan her zorluğun ona ihtiyacı olanı vereceğini bilir. Karşılaşacağı her değişim, yaşayacağı her mevsim onun daha verimli, daha bereketli olabilmesi için birer vesiledir. Bahara güçlü ve gür kavuşması için bu vesileleri teslimiyetle, muhabbetle karşılar.

“Cism-i haki aşk ile oldu bülend Kuh geldi raksa oldu neşvemend”

Hazreti Mevlana (kuddise sirruh, bu dizeleriyle topraktan başlayan yaşam döngüsünü açıklarken, toprağın değersiz bir varlık iken aşk sayesinde dağların bile başını döndüren yüce mahluka eriştiğine dikkat çeker. Neticede aşk ve tevazudur toprağı eşsiz kılan. 

Üzerinde gezen canlıların onu ayaklarıyla ezip çiğnemesine hatta üzerine pislemesine aldırış etmeyişi, her zaman temizlenmenin ve arınmanın yolunu bulacak olması, daha sonra rengarenk bitkiler ve mis kokan çiçeklerle kendisine eziyet edenlere mukabele edebilmesi Allah’ın toprağa bahşettiği, insanlığa ibret özelliklerindendir. Bu sebeple bir başka dizesinde tevazudan bahseden Hz. Mevlana (kuddise sirruh, toprağı işaret ederek şöyle der:

“Taş yeşermez geçmiş olsa da nevbahar, Toprak ol da bak bağrında nasıl güller açar.”

İnsanlara ve diğer tüm canlılara faydalı olmak, insan için en büyük ve en üstün zenginliktir. Bunu da yaratılmışlardan bir madde olan toprak, haliyle insana en güzel şekilde gösterir. 

Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:216 s.24

İLGİLİ YAZILAR

ÖNE ÇIKANLAR

ÖNERİLEN YAZILAR