Tatil Sonrası Evlilik Problemleri
Tatil dolayısıyla akraba ziyaretlerinin de olduğu bir dönemi geride bıraktık. Fakat geride bırakamadığımız bazı şeyler olabilir. Mesela gittiğimiz yerlerde eş dosttan gelen; bizimle, hayatımızla, eşimizle ilgili yorumlar veya eleştiriler. Çoğumuz iltifata kapılarımızı sonuna kadar açarız fakat iş eleştiriye yahut hoşa gitmeyen bir yoruma gelince kilitler devreye girer. Bazıları için istenmeyen sözleri umursamamak kolaydır fakat bazıları -haklı ya da haksız olsun- bu tür tavırları kolayca yok sayıp yoluna devam edemez.
Hoşlanılmayan yorumlar kişinin evliliği hakkında yapıldığında, bunun iki kişiye yansıyacak sonuçları vardır. “Annen sana iyi bakamadığımı söyledi.”, “Baban kazancımı yetersiz buluyor.” Bu gibi sözler gerçekten de herkes için rahatsızlık vericidir. Pek çok kişi de bu sözlerin hesabını eşinden sormaya meyillidir. “Annen/baban bana neden öyle diyor? Sen buna nasıl izin verirsin?” gibi cümleler, tartışmanın fitilini ateşler. Peki, bu sözlerin hesabını eşe sormak hatta biraz daha geri gidelim, bu sözleri kişinin kendi içinde büyütüp mesele edinmesi ne anlama gelir?
Başkaları Ateş Midir?
İnsan kendini öteki üzerinden tanımlar. Başkalarının nazarıyla kendine bakıp bir kendilik değeri inşa eder. Bu, bir yere kadar normaldir fakat ötekinin işlevi, kendini kurmada temel bir konumda bulunuyorsa, kişi için kimin ne dediği, kimin onu nasıl gördüğü; beğenilmek, beğenilmemek, onay almak gibi koşullar son derece önemliyse “Başkaları ateştir” bakış açısının hastalıklı ağına düşülmüş olunur. Oysa bırakın başkalarının ateş olmasını, siz izin vermezseniz başkaları kıvılcım bile olamaz. Buradaki izin vermek evliliğimiz, eşimiz hakkında konuşanları hayatımıza sokma izni değildir; onlarla bir hayat sürerken sözlerinden, tavırlarından etkilenmemeyi, içimizde büyütmemeyi öğrenmektir.
Olumsuz Yorumlar Bizi Neden Bu Kadar Etkiliyor?
Genellikle onay bağımlısı kişiler, yakınlarının kendisi veya evliliğiyle ilgili ne düşündüğünü fazlaca önemser. Onların beğenisini kazanıp onayını almadığında dışlanacağını, sevilmeyeceğini düşünür. Bu yüzden çevreden gelen olumsuz yorumlar sadece yorum olarak kalmaz, kişinin yetersizliğinin yüzüne vurulması, kendisinin kabul edilmeyip dışlanacağı gibi düşüncelere yol açar ki esasında meselenin büyütülmesinin sebebi de budur. Olumsuz yorumlardan etkilenmenin bir diğer nedeni mükemmeliyetçiliktir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kendini öteki üzerinden izleyen, anlamlandıran insan mükemmeliyetçi bir yapıya sahipse başkalarının kusur diye işaret ettiği konulardan büyük rahatsızlık duyar çünkü başarısızlığı başkalarınca tescillenmiştir. Mükemmeliyetçiliğe benzer biçimde kendini yetersiz gören, özgüveni düşük kişiler de dışarıdan gelen olumsuz yorumları kendi kusurlarının açık edilmesi gibi algılar ve bundan rahatsızlık duyar.
Hasılı biz veya evliliğimizle ilgili yapılan yorumlara karşı aşırı alınganlık göstermek, meseleyi büyütüp sorun haline getirmek aslında çoğu zaman başkalarından değil bizden, bizim kendimizle ilgili algımızdan kaynaklanır. Başkalarının ne düşündüğünü önemsemediğimizde duyduklarımız sadece densiz birer yorum olarak kalır.
Herkese Kulakları Kapatmak Doğru mu?
Meselenin bir diğer yüzü de başkalarının ne düşündüğünü önemsememe konusunda aşırılığa gitmektir. Kendimizi izlediğimiz birer ayna olarak karşımızdaki insanlar, bizdeki hatalı yönlerin tespiti için birer vesiledir. Gerçekten de eşimize iyi bakamıyorsak, gerçekten de ailemizin geçimi için gerektiği kadar çalışmıyorsak, bu noktalardaki eksiklerimizi görmemizi sağlar. Konunun çatallaştığı bu yerde en sağlıklı yaklaşım, başkalarına kulağını tamamen kapatmak yerine eleştirilerin haklı olup olmadığını değerlendirmektir önce. Haklı bir eleştiri söz konusu ise durumu düzeltmek, iyileştirmek için gerekli sorumluluğu üstlenmek gerekir. Haksız bir eleştiride ise Nasrettin Hoca’nın izinden gidip “Elin ağzı torba değil ki büzesin” diye düşünmek en güzelidir.
Geniş Ailenin Sözünü Eşine Taşımak
Şükretmemiz gerekir ki geniş aile üyeleri ülkemizde eskisi gibi mekansal yakınlığa sahip olmasa da hala duygusal bağını korumaktadır. Bayramlar, tatiller geniş aile ile birlikte zaman geçirmenin, sılayırahim yapmanın birer vesilesidir. Ancak ister aynı apartmanda oturup her gün görüşelim ister farklı şehir veya ülkelerde yaşayıp belli zaman aralıklarında görüşelim, çekirdek ailemiz ile geniş aile arasında bir sınır olduğunu bilmemiz gerekir. Karı koca arasındaki ilişkiyi geniş aileden gelecek yorumların yönetmesine izin vermek, eşlerin hayatına müdahale edilen konularda gerçekten bir sıkıntı olsa bile sorunun çözümüne yol vermez. Daha ziyade eşler arasında tartışma ve tarafgirlik gibi yanlış tutumlara neden olur. Bu nedenle kişiler evlilikleri ile ilgili kendi ailelerinden gelen eleştirileri eşine taşıyıp yanlışı düzeltmeye yahut hakkını aramaya vs. yönelmemelidir. Bu tarz davranışların, kazanç sağlamak şöyle dursun eşi ile kendi ailesinin arasını açacağını hesap etmelidir.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Hatice Metin - Semerkand Aile Dergisi Sayı:204 s.24