Sevgimizin Bittiğini Hissediyorum
SORU:
Hanımımla 5 senelik evliyiz. 1 buçuk yaşında çocuğumuz var. Birbirimize artık sevgiyle bakamaz hale geldik. Gün içinde birbirimizle oturmayıp elimizdeki telefonlarla ilgileniyoruz. Herkesin kendi odasına çekilerek vakit geçirmesi artık can sıkar hale geldi. Neden bilmiyorum ama birbirimize sevgimizin bittiğini hissediyorum. Ne yapmalıyım?
CEVAP:
Hayatımızı birleştirdiğimiz kişiye karşı tıpkı diğer yakın ilişkilerimizde olduğu gibi sadece sevgi değil, pek çok farklı duyguyu da hissederiz. Romantik sevginin bitmesi, bazı ilişkilerde bitirme nedeni olarak görülür. Bazılarında ise romantik sevgi temel kaynak olarak görülmediğinden ilişki şefkat, vefa, merhamet, saygı gibi başka duygular üzerinden yürütülebilir. Bu yüzden sevginizin bittiğini hissettiğinizde vermeniz gereken karar, biraz da sizin ilişkinizi hangi duyguların yürüttüğüyle ilgilidir. Üstelik sevgi dediğimiz duygunun tanımı da ifade ediliş şekli de kişiden kişiye değişebilir. Hatta zaman geçtikçe başka ifade ediş biçimlerine de dönüşebilir.
Nasıl küçük çocuğunuzu ergenliğe girdiğinde farklı bir ilişki içinde seviyorsanız, çift ilişkiniz de zaman içinde siz yeni deneyimler yaşadıkça değişip gelişebilir. Her yakın ilişki bir tohum olarak başlar. Ona iyi bakıp büyütmezseniz gelişmeyebilir, kuruyabilir. Ama “Zaten bu ilişki kurudu, sevgim de bitti” demeden önce, ilişkinizi iyice gözden geçirebilirsiniz. Gerçekten o dalların baharda yeniden yeşerme imkanı yok mu? Sevginiz tamamen bitti mi, yoksa siz çift olarak o bitkiye bakmayı ihmal mi ettiniz?
Zaman zaman ilişkiyi iyileştirmeyi denemek yerine özellikle taraflar bunalmışsa ilişkiyi bitirmek en kısa ve pratik yol gibi gözükebilir. Ancak ilişkiyi yürütmek kadar sağlıklı bir şekilde ayrılmanın da kolay olmadığını ve zahmet gerektireceğini unutmamak gerekir.
Yazınızda iletişiminizin yerini telefonla vakit geçirmenin aldığını yazmışsınız. Öyleyse iletişimsizlik sevginizin bittiğininin belirtisi mi, yoksa sevginin azalmasının önemli bir etkeni mi? Araştırmalara göre pek çok çift teknolojinin özellikle akıllı telefonların aşırı kullanımının ilişkilerini zedelediğini ve çıkmaza soktuğunu düşünüyor. Akıllı telefon kullanımında sınırlar getirmek, şu anki kullanımın ne kadarının gerekli olduğunu, ne kadarının ilişkiden çaldığını birlikte belirlemek, akşam yemekleri gibi teknoloji kullanılmayan zamanlar oluşturmak, karşılıklı beklentileri konuşmak gibi adımlar atılabilir.
Bazen çiftler teknolojiye gömülmenin birbirlerinin duygularını ihmal etmeye neden olduğunu gözden kaçırabilirler. Bu durumlarda nasıl hissettiğinizi ve eşinizin nasıl hissettiğini konuştunuz mu? Reddedilmiş mi? Umursanmamış mı? Yalnız mı? Birbirinize zaman ayırıp iyi bir dinleyici olsaydınız neler değişirdi? Bitmiş dediğiniz sevgi tekrar yeşerir miydi? Yoksa böyle bir ihtimale imkan vermiyor musunuz? Bir karar vermeden önce ilişkinizin artılarını ve eksilerini tartmak, neden sevgi duygusunu yitirdiğinizi çözmek (yorgunluktan, isteksizlikten, kırgınlıktan ya da başka bir sebepten), yapılacaklar ve yapılamayacakları tartmak ve en önemlisi de birlikte bu ilişki için savaşıp savaşmayacağınıza karar vermek önemlidir.
Bu süreçte suçlamadan, savunmadan, kırıcı olmadan, özellikle öfke ve hayal kırıklıklarınızı yönetebildiğiniz bir ruh halinde konuşmanız ve çözümü birlikte aramanız gerekebilir. Eşinizle eskisi gibi iletişim kurmasanız da onun sevdiğiniz özelliklerinden bazıları hala yerinde mi? Bazen tek eksiğimiz sevgimizin temelini oluşturan güzellikler yerine olumsuzluklara odaklanmaktır. Çünkü göz görmek istediğini görür. Eğer istiyorsak değişeni, eksileni de sevmek yine bizim gözümüzün elindedir. Öyle ya, insan isterse taşlara bakıp çiçek de görebilir.
Psikolog Cemile Akdağ Çebi
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi - Sayı:182 s.32