Şaban Ayının Önemi ve Şaban Orucunun Fazileti
İçindekiler
- Şaban Ayının Önemi
- Şaban Ayında Oruç Tutmanın Fazileti
- Şaban Ayında Yapılması Gereken İbadetler
- Sahabiler Şaban Ayı Girince Ne Yaparlardı?
Hayrın, iyiliklerin çokça görülmesi sebebiyle bu aya “şaban” denilmiştir. Şaban kelimesi “dağ ve patika yolu” manasına gelen “şiab” kelimesinden türemiştir ve “hayır yolu” anlamına gelir.
Şaban ayını önemli kılan özelliklerden biri, “şühûr-i selâse” denilen “üç aylar”ın ikincisi olmasıdır. Bilindiği gibi, üç ayların ilki receb, üçüncüsü de ramazandır. Şaban ayı bu iki ayın arasında kalan, ramazanın habercisi olan mübarek bir aydır.
Şaban Ayının Önemi
Resûlullah [s.a.v] şaban ayının önemini şu hadisleriyle ifade buyurmuşlardır:
“Receb ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’ân-ı Kerîm’in diğer kitaplara üstünlüğü gibidir. Şaban ayının diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlerden üstünlüğüm gibidir. Ramazan ayının diğer aylara üstünlüğü Allah’ın insanlar üzerine üstünlüğü gibidir.”
Bir başka hadislerinde de,
“Receb ayı Allah’ın ayı, şaban benim ayım ve ramazan da ümmetimin ayıdır” buyurmuştur.
Resûl-i Ekrem [s.a.v] bir başka hadislerinde de, şaban ayının günahları temizleyici olduğunu, Ramazan ayının da günahlara kefâret olduğunu bildirmiştir.
Resûlullah Efendimiz [s.a.v] şaban ayının hürmetinin büyüklüğüne şu hadis-i şerifleriyle işaret etmişlerdir:
“Şaban ayı, receb ayıyla ramazan ayı arasında, insanların kıymetinden gaflete düştükleri bir aydır. Halbuki o, amellerin âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseltildiği bir aydır. Ben de, amelimin Allah’a oruçlu olduğum halde yükseltilmesini isterim.”
Şaban Ayında Oruç Tutmanın Fazileti
Resûl-i Ekrem [s.a.v] şaban ayında oruç tutmaya birkaç nedenden dolayı önem vermiştir. Bunlardan birincisi, receb ve ramazan ayları arasında kalan bu aydan, insanların gafil olmalarıdır. İnsanlar, haram aylara (zilkade, zilhicce, muharrem, receb) ve ramazana çok değer vermeleri sebebiyle bu ayın faziletinden gafildirler. Halbuki Resûlullah [s.a.v] bizzat kendi hayatıyla ve sözleriyle üç ayların hepsinin ayrı bir öneme sahip olduğunu, birinin diğerinden ayrılmayacağını ifade etmişlerdir.
Zeyd b. Eslem’in [r.a] rivayet ettiğine göre, Resûlullah’a [s.a.v] receb ayında oruç tutan bir topluluktan bahsedildi. Bunun üzerine Resûlullah [s.a.v],
“Onlar şaban ayında neredeler?” diye ikaz ederek, üç ayların hepsinin ayrı ayrı önemi haiz olduğunu, birinde çok amel edip de diğerinin terkedilmemesi gerektiğini ve amel ederken de orta yollu olunmasını tavsiye etmişlerdir.
Şaban Ayında Yapılması Gereken İbadetler
Şaban ayında gaflette olmayıp, bol bol ibadet ve taatle, dua ve niyazla, mümkün mertebe hayır ve hasenatla, kısaca Allah ve Resûlü’nün [s.a.v] razı olacağı şekilde amellerde bulunarak ramazan ayına hazırlık yapmamız gerekir.
Bu mübarek ay içinde bulunan Berat gecesi de çok mübarek bir gece olup bu ayın şan ve şerefini artırmaktadır. Bu mübarek gecede müminlerin mağfiret olunma beratlarının verildiği, imtihanı kazananların kurtulduğu, insanların mukadderatlarının tayin edildiği dönüm noktasıdır. İnsanların bir senelik rızkı, ömrü, vesair her şeyi bu gecede tayin olunur.
Şaban ayı girdiğinde, kişinin nâfile olsun, farz olsun kazâ oruçlarını bu ay içinde tamamlaması müstehaptır. Şaban ayında oruç tutmak, ramazan orucuna hazırlıkta bulunmaktır. Şaban orucu, kişinin kendisini oruca alıştırarak, ramazan orucunda zorlanmaması, ramazan orucunun tadını alması ve kuvvetli bir şekilde ramazan ayına girmesi içindir.
Şaban ayı ramazan ayına bir hazırlıktır. Bu yüzden oruç tutmak, çokça Kur’an okumak gibi güzel olan şeyleri şaban ayında yapmak da güzeldir. Bu manaya işaret olarak, Selim b. Kuheyl, Habib b. Ebû Sâbit, “ Şaban ayı, çokça Kur’an okuyanların ayıdır” derlerdi.
Bir müslüman, Allah Teâlâ’nın bir lütuf olarak bizlere ikram ettiği bu üç ayları ganimet bilmeli, zamanın bu altın değerindeki dilimlerini daha heyecanlı, daha dolu ve Cenâb-ı Hakk’a yaklaştırıcı amellerle geçirmelidir. Her yönüyle bizim için tam bir örnek olan Allah Resûlü [s.a.v], ramazan ayı dışında en çok orucu şaban ayında tutmuştur.
Üsâme b. Zeyd [r.a] şöyle demiştir: Resûlullah [s.a.v], şaban ayında tuttuğu orucu hiçbir ayda tutmadı. Kendisine, “Yâ Resûlullah! Senin, şaban ayında tuttuğun orucu başka bir ayda tutmadığını gördüm” dedim. Şöyle buyurdu: “Şaban, receb ile ramazan arasında insanların gafil bulunduğu ve amellerin, âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseldiği aydır. Ben de amelimin Allah Teâlâ’ya oruçlu olduğum halde yükselmesini seviyorum.”
Ziyâd el-Mâzinî’nin Hz. Hüseyin’den [r.a] rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: “Receb ve şaban ayında oruç tutmak, Allah Teâlâ’ya bir yöneliş ve yapılan tövbelerin kabul olunuşuna bir vesiledir.”
Enes b. Mâlik [r.a] anlatıyor: Resûlullah’a [s.a.v],
- Yâ Resûlallah! Hangi oruç daha faziletlidir, diye soruldu. O da,
- Ramazana hürmetle şaban ayında tutulan oruç, diye cevap verdi.
- Hangi sadaka daha faziletlidir, diye soruldu.
- Ramazanda verilen sadaka, diye cevap verdi.
Sahabiler Şaban Ayı Girince Ne Yaparlardı?
Enes b. Mâlik [r.a] anlatıyor: Resûlullah’ın [s.a.v] sahabileri, şaban ayının hilâlini görünce, kendilerini Kur’an okumaya verirlerdi. Müminler bu ayda, mallarının zekâtını çıkarıp, ramazan-i şerifte oruç tutacaklara yardım ve destek olması için, fakirlere verirlerdi. Hâkim ve valiler, zindan ve hapishanede olanları huzurlarına getirip cezalarını hafifletir veya serbest bırakırlardı. Tüccarlar, borçlarını öder, alacaklarını alırlardı. Ramazan ayını görünce de gusül edip, itikâfa çekilirlerdi.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Üç Aylar - Hüseyin Okur