Peygamberimiz Nimetlere Şükretmeyi Tavsiye Ederdi

Bizleri yoktan yaratan ve sayısız nimet veren yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayet-i kerimesinde şükretmemizi emretmektedir. Şükredenler için de birçok müjdeli haber vermektedir. Sevgili Peygamberimiz de (aleyhi’ssalatü ve’s-selam) hadis-i şeriflerinde şükür hakkında çok değerli bilgiler vermiştir.
Bir hadis-i şeriflerinde kendisine on yıl hizmet eden Enes’e (radiyallahu anh) şu tavsiyede bulunmuştur: “Ey Enes! İman iki kısımdır. Bir kısmı şükür, diğer kısmı da sabırdır.” (Kudai, Müsnedü’ş-Şihab, 1/127 nr. 159) Şükür; nimetlere teşekkürdür, nimeti vereni bilmek ve unutmamaktır, ayrıca nimetin hakkını vermeye gayret göstermektir. Şükür sadece dil ile yapılmaz, bütün azalar ile yapılır. Kalbin de bedenin de şükrü vardır.
“Şükreden Bir Kul Olmayayım Mı?”
Hz. Aişe (radiyallahu anha) anlatıyor: “Rasulullah (aleyhi’ssalatu ve’s-selam), geceleri ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Bir keresinde ona, ‘Ey Allah’ın Rasulü! Allah Teala senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışladığı halde niçin böyle yapıyorsun?’ diye sordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: ‘Çok şükreden bir kul olmayayım mı?” (Buhari, Tefsirü’l-Kur’an, 48)
Fahr-i Kainat Efendimiz, kendisine verilen sayısız nimetler karşısında dizleri şişinceye kadar namaz kılarak şükrünü bütün bedeni ile eda etmiştir. Herkesin uykuda olduğu saatte o, Rabbine yönelmiş, verdiği nimetlere karşı hamd ve şükretmiştir. Böylelikle bizim için de örnek olmuştur. Hz. Aişe (radiyallahu anha) annemize de şükrün bedenen yapılan namaz ibadeti ile eda edilebileceğini öğretmiştir.
Kimler Sabreden ve Şükredenlerden Yazılır?
Peygamber Efendimiz (aleyhi’ssalatü ve’s-selam) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Her kimde şu iki özellik bulunursa, Allah o kimseyi şükreden ve sabreden bir kul olarak yazar; kimde de bu iki özellik bulunmazsa Allah o kimseyi şükreden ve sabreden olarak yazmaz. Kim din konusunda kendisinden üstün kimselere bakar ve onlar gibi olmaya çalışırsa, dünyalık konusunda da kendisinden aşağıda olanlara bakıp Allah’ın kendisine verdiği nimete hamdederse, Allah bu kimseyi şükredici ve sabredici olarak yazar. Kim de din konusunda kendisinden aşağı olan kimseye bakar ve kendisini ondan iyi görüp kulluğunu artırmaz, dünyalık konusunda da kendisinden üstün olan kimselere bakarak elinden kaçan şeylere üzülürse; Allah da o kimseyi ne şükreden ne de sabreden olarak yazar.” (Tirmizi, Kıyamet, 58)
Yüce Rabbimiz hakkıyla sabredip şükretmeyi cümlemize nasip eylesin. Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:212 s.46