Oğlum Ders Çalışmak İstemiyor

SORU:
Merhaba,
15 yaşındaki oğlum ne ders çalışmak istiyor ne de hayata dair bir planı, hayali var. Ortanca kızım oldukça başarılı, başlarda onu kıskandığı için tepkisel olarak ders çalışmadığını düşünüyordum ama oğluma ne kadar özel vakit ayırırsak ayıralım netice alamadık. Çok zeki bir çocuk ama ilkokuldan beri masaya oturup doğru düzgün çalışmadı diyebilirim. Özellikle geçtiğimiz aylarda yaşanan depremden sonra kendini iyice saldı, çok fazla haber okuyup izledi, engel de olamadım. Şu sıralar hayatın çok boş olduğunu, çalışmaya değmeyeceğini söyleyip duruyor. Depremde bazı aile dostlarımızdan genç yaşta vefat edenler de oldu. Bu olay da onu fazlasıyla etkiledi. Sizce ne yaparsam tekrar motivasyon kazanması için oğluma yardımcı olabilirim? Gelecek senelerde sınava girecek ve böyle devam ederse başarı da elde edemeyecek diye korkuyorum.
Bize yardımcı olabilir misiniz?
CEVAP:
Ebeveynler ve öğretmenlerden çokça duyduğumuz bir sözdür “Zeki ama çalışmıyor, çalışsa aslında başarır” sözü. Peki, çocuklar zeki oldukları halde neden çalışmazlar, niye hep motivasyonları düşüktür? Öncelikle bu sorunun kaynağını bulmamız, daha sonra çözüm üretmenin yollarını aramamız gerekir.
Bir sporcu neden sürekli antrenman yapar ya da bir karınca neden yuvasına sürekli bir şeyler taşır? Tabii ki ikisinin de bir hedefi vardır; sporcu katılacağı müsabakada başarılı olmak ister, karınca ise kış için hazırlık yapmaktadır. İnsanoğlu amaçları ve hedefleri olunca büyük bir istek ve kararlılıkla çalışır. Emek verdiği şeyi yaparken de keyif alır. Hedefe giden yolda yorulmak, ona zahmet değil mutluluk verir. Öğrencinin de ders çalışabilmesi için hedefinin olması gerekir. Hedefi olmayan bir öğrencinin zeki olması onu başarıya ulaştırmaz. Hedefler yaşa, cinsiyete, ilgiye bağlı olarak çocuktan çocuğa değişiklik gösterir. Hedeflerin aynı zamanda gerçekçi, uygulanabilir ve çocuğun kapasitesine uygun olması gerekir. Zayıf aldığı dersten iyi bir not almak, takdir belgesiyle sınıfı geçmek, hobilerini geliştirmek, iyi bir üniversiteye girmek, iyi bir mühendis olup faydalı işler yapmak gibi kısa, orta ve uzun vadeli hedefler oluşturulabilir.
Çocuklar 9-10 yaşlarına kadar vakit planlamasını tam olarak oturtamazlar. Ders, hobi, dinlenme, yemek, yatış-kalkış saatleri gibi rutinleri planlarken ebeveynin ve öğretmenin onlara rehberlik etmesi gerekir.
Çocukların orta okulun ilk yıllarına kadar masa başında oturma, ödevi olmasa bile masa başında okuma, yazma çizme etkinlikleriyle zaman geçirme alışkanlığını edinmeleri gerekir. Aksi takdirde önlerinde onları bekleyen liselere giriş, üniversiteye giriş sınavları gibi önemli sınavlara hazırlanmakta zorlanırlar. Sınavlarda başarılı olan öğrencilere bakıldığında büyük çoğunluğunun düzenli çalışma becerisi kazanmış öğrenciler olduğu görülmektedir.
Oğlunuz 15 yaşına gelmiş, muhtemelen lise birinci sınıf öğrencisi ancak kendine henüz bir hedef oluşturamamış, çalışma isteği yok, çalışmadıkça dersler ve konular ilerlemiş, artık istese de yapamayacağına dair kaygılar da geliştirmiş olabilir. Bu kısır döngünün içinden yardımsız çıkabilmesi oldukça zor. Öncelikle sınıf öğretmeni ve okul rehber öğretmeni ile detaylı bir görüşme yapabilirsiniz. Gerekirse okul rehber öğretmeni oğlunuzun derslerine giren öğretmenlerle oğlunuz özelinde kısa bir toplantı yapabilir. Bu toplantıda çocuğun başarısızlığının altındaki temel nedenler irdelenir ve çözüm için istişare yapılır. Buradan çıkan öneriler doğrultusunda hareket etmeniz işinizi kolaylaştıracaktır.
Başarıyı getiren çok çalışmak değil, etkin yani verimli çalışmaktır. Ancak çocuğun eski yıllardan veya eski konulardan eksiği varsa, kaygı düzeyi yüksekse, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu veya özel öğrenme güçlüğü varsa öncelikle bunların kontrol altına alınması gerekir. Bunlarla ilgili gerekirse bir çocuk psikiyatrisinden destek alabilirsiniz. Ayrıca huzursuz ev ortamı, anne babanın yüksek beklentiler içinde olması da çocuğun çalışmasını olumsuz etkiler.
Oğlunuzun hafta sonları veya uzun tatillerde tanıdığınız, güvenebileceğiniz bir esnaf yanında çalışmasını sağlamak ona çok şey katacaktır. Hayatı erken dönemde bizzat çalışarak, sosyal hayatın içinde bulunarak, gözlemleyerek öğrenen çocuklar ileride çok daha sosyal ve sorumluluk sahibi kişiler olurlar. Çevrenizde rol model alabileceği bir abi, bir aile büyüğü ya da bir öğrenci koçu önderliğinde takibinin yapılması onun kendini toparlamasına faydalı olacaktır. Dini eğitimi de içine alacak şekilde katılacağı sosyal aktiviteler ve sportif faaliyetler hayatı anlamlı kılmak adına etkili olacaktır. Aynı zamanda hatırı sayılır, güngörmüş, bilgili aile büyükleriyle yapılan sohbetler çok faydalı olur.
Anne baba üzerine düşen görevi yaptıktan sonra bilmelidir ki gayret çocuğun elindedir. Çocukların hayat yolculuğunda öğretmenler ve ebeveynler onlara sadece rehberlik eden kişilerdir.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:211 s.34