Misafirperverlikle Yükselen Hatun Ana
İslam tarihinde bilinen sufi hanımlardan biri de Hatun Ana’dır. Aşıkpaşazade’nin “Tevarih” adlı eserinde Hatun Ana şeklinde ifade edilmekle birlikte bazı eserlerde kendisine “Kadıncık Ana” denilmiş, ayrıca isminin Fatıma ya da Melek olduğu da söylenmiştir. Hatun Ana 13. asırda Nevşehir’de yaşamıştır. Sulucakarahöyük’te (bugünkü Hacıbektaş ilçesi) sade bir yaşantı içinde bulunan Hatun Ana’nın hayatı, beldelerine gelen bir Horasan eriyle değişir. Gelen ziyaretçi ise Hacı Bektaş-ı Veli’dir.
Anadolunun İslamlaşma sürecinde pek çok Türkmen aşireti, başlarındaki manevi önderleri olan alperen evliyalarla Horasan’dan Anadolu’ya gelmiştir. Bunlardan biri de Bağdatlı Tacu’l Arifin Ebu’l Vefa Hazretlerine nispetle Vefaiyye olarak bilinen tasavvuf yolunun şeyhlerinden Baba İlyas Horasani’dir (kuddise sirruhu).
Anadolu’da Amasya’yı kendine yurt seçen Baba İlyas, Vefaiyye tarikatı adabı üzerine mürşitlik yapar. Pek çok seveni olur ve ellinin üzerinde de halife yetiştirir. Bu veliler de gittikleri yerlerde İslamın kalplere yerleşmesine ve ihlasla yaşanmasına vesile olurlar. Baba İlyas’ın halifelerinden biri de Hacı Bektaş-ı Veli’dir (kuddise sırruhu).
Tevarih adlı esere göre Horasan’dan gelenlere “Baba İlyas tarikinden” de denilmektedir. Bu manada Baba İlyas, Horasan’dan Anadolu’ya gelenlerin büyüğü konumundadır. O, nüfuslu bir velidir. Anadoludaki bazı Türkmen aşiretleri ile Selçuklu hükümetinin arası açılınca Türkmenler İlyas Baba etrafında toplanır ve nihayetinde Babai İsyanı olarak tarihe geçen olay gerçekleşir. Bu olaylara karışmayan Hacı Bektaş-ı Veli yeni bir menzil arar.
Hatun Ana’nın Hizmeti
Hacı Bektaş-ı Veli isyana karışmasa da Baba İlyas’ın en yakınlarından ayrıca halifelerinden biridir. Kardeşi Menteş de bu isyanda yer almıştır. Nakledildiğine göre bir başına yola düşer. Muhtemelen kalabalık bir derviş grubuyla dolaşması küçük bir müfrezeyle de dolaşması anlamına gelecektir. Bu durumda dikkat çekecek, devletin hışmına uğrayabilecek, çeşitli ithamlara maruz kalabilecektir. Nitekim Babai olayından sonra isyana karışanlar çeşitli soruşturmalardan geçmiş ve bazıları da öldürülmüştür. Kardeşi Menteş de öldürülenler arasındadır.
Hadiselerden uzak durmak için yalnız başına yolculuk yapan ve bu yorucu yolculukta epey aç kalan Hacı Bektaş, Nevşehir’in kendi halinde küçük bir Türkmen beldesi olan Sulukaracahöyük’e yaklaştığında köylüleri çamaşır yıkarken görür. Onlardan Allah rızası için yiyecek bir şeyler ister. Köyün hanımları günübirlik gittiklerinden, yanlarında yiyecek bir şeyler yoktur. Bunun üzerine Hatun Ana gelen dervişe beklemesini, ona yakındaki evinden bir şeyler getireceğini söyler. Hazret de bu sürede abdest alır, su içer ve dinlenir. Evde olanlardan bir azık hazırlayıp getiren Hatun Ana böylece Pir’in hayır duasını alır.
Hatun Ana yiyecek bir şeyler almaya gittiğinde kocası İdris Hoca’ya, gelen dervişin bitkinliğini, aç oluşunu ve salih bir simasının olduğunu söyler; kendisini misafir etmek ve hayır duasını almak ister. İdris Hoca, hanımının teklifini münasip bulur. Böylece Hacı Bektaş-ı Veli, Hatun Ana ve İdris Hoca’nın evinde misafir kalır. Kısa sürede misafirin alim ve arif bir zat olduğunu anlayan bu nasipli aile, Pir’e zaviye yapımında yardım ederler. İdris Hoca erkekleri, Hatun Ana da kadınları hazretten haberdar eder. Lamii Çelebi tarafından velayet ve keramet sahibi bir veli olarak ifade edilen Hacı Bektaş burada irşadına başlar. “Makalat” adlı özlü tasavvuf eserini yazar. Yunus Emre (k.s) gibi milletimizin gönlünde ayrıcalıklı yeri olan bir velinin de iki defa Sulucakarahöüyük’e, Hacı Bektaş’ın zaviyesine yolu düşer.
Geldiği ilk andan itibaren Hacı Bektaş’a hizmette bulunan Hatun Ana, dergah için varını yoğunu infak eder. Kimi zaman ocaktaki aşını dergahla paylaşır kimi zaman tandırdaki ekmeğini. Vefaiyye tarikatı üzere irşat eden Hz. Pir’in sadık müritlerinden olur. Tasavvufi vazifelerini canla başla yerine getirir. Hz. Pir, onun bu gayretlerini takdir ederek onu manevi evlatlığa kabul eder. Hz. Pir beldeye gelene kadar, İdris Hoca’nın ve eşinin çocuğu olmamıştır. Hacı Bektaş’ın duasıyla çocukları da olur.
Hatun Ana marifetullahta, Rasulullah’a muhabbette, ehlullaha hizmette dergahın erkeklerini geçer. Kaynaklar Hacı Bektaş’ın feyzinden en fazla istifade eden kişinin o olduğunu söyler. Hatun Ana, Hz. Pir’den sonraki yıllarda Nevşehir’de vefat eder. Allah Teala rahmet eylesin.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Selim Uğur - Semerkand Aile Dergisi - Sayı:175 s.30