Görüş Bildir

Kulluğu Gençlere Doğru Anlatalım

Kulluk gençlere nasıl anlatılır. Gençlere Allah’ı ve kulluğu anlatmak.

Dünya hayatının geçiciliği, asıl yurdumuz olan ahiret hayatı hakkında konuşurken bazen gençlerden şöyle dönüşler alabiliyoruz: “O zaman ben her şeyi bırakayım. Evde oturup sadece namazla ve Kur’an okumakla meşgul olayım.” Bu cevap aslında kulluğu eksik bilmekle ilgili. Sadece gençlerin değil, yetişkinlerin de kulluk anlayışında bu eksikliği görebiliyoruz. Onlar da kulluğu belli başlı amellerle sınırlandırıp, hayatın geri kalanıyla ilgili her şeyi bu çerçevenin dışında tutabiliyorlar. Oysa kulluk hayatın tamamını, her ayrıntısıyla kapsayan bir görev. Bu yüzden dinin hayattaki her duruma ilişkin bir sözü var. Kulluk da bu sözlerin hepsine kulak vermenin adı.
 

Kulluğun İki Kanadı


İnsanın biricik görevi olarak bildirilen kulluk, ayet-i kerimede “ibadet” terimi ile ifade olunuyor. (Zariyat, 56) Alimler ibadetin, biri Allah Teala’ya, diğeri yaratılmışlara bakan iki vechi olduğunu tespit etmişler. İlk olarak kulluk Allah Teala’nın emirlerine saygı göstermektir. İkinci olarak da O’nun yarattıklarına şefkat göstermektir. Aslında ikincisi birincinin doğal sonucudur; yani ona tabidir. Ancak insanın tutum ve davranışlarının yöneldiği merci olarak aralarında bir ayrım vardır. İşte gençlere en başta anlatılması gereken kulluğun bu iki kanadıdır.

Bu hayati bilgiden mahrum kalan gençler; örneğin hayvan hakları, çevre bilinci, hoşgörü gibi pek çok başlıkta dinin ne söylediğini yani Allah Teala’nın emrinin ne olduğunu bilmekten de mahrum kalmış oluyorlar. Bunların altını dinin tavsiye ettiği şekilde değil de, başka kaynakların yönlendirmesine uygun doldurmak zorunda kalıyorlar. Dahası dinin bu alanları boş bıraktığı zannına kapılıp geçerliliğini sorgulayabiliyorlar. En iyi ihtimalle de kulluğu bireysel bazı amellerden ibaret sanabiliyorlar.
 

Kavramları Doğru Anlayalım


Peki “saygı ve şefkat” merkezli kulluk anlayışı bize ne anlatıyor? Bunların alelade seçilmiş ifadeler olmadığı ortada. Aslında burada her şeyden önce varlıklar arasındaki hiyerarşiyi görmek mümkün. Zira şefkat mertebece senden aşağıda olana, sana ihtiyacı olana gösterdiğin bir tutumdur. Kulluk gereği yaratılmışlarla ilişkisinde kendisinden şefkat ile muamele beklenen insan, demek ki bütün yaratılmışların üstünde konumlandırılan bir varlıktır. Buna mukabil saygı, kendinden üstün olana yönelttiğin bir duygudur. Bu durumda insan yaratılmışlardan üstün ise de en üstün değildir. Allah Teala’nın emirlerine saygı göstererek kendi faziletinin bir sınırı olduğunu kabullendiğini aşikar eder.

Bunun dışında saygı ve şefkat merkezli kulluk anlayışı önceliklerin doğru belirlenmesini de sağlar. Mesela bir insana karşı şefkatin gereği olduğunu düşündüğümüz bir tavır aynı anda Allah Teala’nın emrine saygıyla çelişiyorsa kulluk, Allah Teala’nın emrini tercih etmektir. Tabii burada şu hususa da dikkat çekmek gerekir. Esasında Allah Teala’nın emirlerine saygı ile yaratılmışlara şefkatin çelişmesi mümkün değildir. Yani yaratılmışlarla ilişkimizde ilahi emirlere saygının neticesi mutlaka şefkat dairesindedir. Çelişir gibi görünen durumlar bizim yanlış veya eksik şefkat anlayışımızla ilgilidir. Misalen, buluğa ermiş yavrumuzu kış günü üşür endişesiyle sabah namazına uyandırmamak şefkat değildir. Bu, onun terbiyesini ihmal etmek ve sonsuz hayatını tehlikeye atmaktır. Dolayısıyla asıl şefkat Allah Teala’nın emrine saygı göstererek onu sabah namazına uyandırmaktır.

Bu örneği modern kabullerin bizi çelişkiye düşürdüğü her konuya uyarlayabiliriz. Şefkatin gereği olduğunu düşündüğümüz için, Allah Teala’nın emrine saygısızlık yaparak attığımız her adım aslında zulümdür. Bunun neden zulüm olduğunu anlamak için de ilim sahibi olmak gerekir. Şefkatin şubesi olarak hoşgörü gösterdiğimiz bir durum fıtratı bozuyor olabilir. Nesli ifsat ediyor, tabii dengeye zarar veriyor veya hiç fark etmediğimiz başka kötülüklere kapı aralıyor olabilir. İşte gençlerin kulluğu böyle geniş bir bakış açısıyla görmeye ve özellikle saygı ile şefkatin ne olduğunu, hangi sonuçları doğurduğunu bilmeye ihtiyaçları var. Kulluk dendiğinde genç bilmeli ki bu onun namazı ve orucu kadar; insanlarla ilişkisini, hayvanlarla ilişkisini, tabiatla ilişkisini de biçimlendiren bir kavramdır. Bütün duyarlılıklarını, önceliklerini, kararlarını yönlendiren bir kavramdır. Yirmi dört saatin bir saniyesi bile kulluk dairesinin dışında kalmaz. Ve ilahi emirlere saygı duyarak yaşanan o yirmi dört saatte şefkatsiz, adaletsiz tek bir şey olmaz…


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:211 s.30



nizami hayat logo