Görüş Bildir

Kardeş Kıskançlığı Nedir, Neden Olur, Nasıl Önlenir?

Kardeş kıskançlığı nedir. Kardeş kıskançlığı ne demektir. Kardeşler arasındaki kıskançlık.

Kardeş Kıskançlığı Nedir?


Kardeş kıskançlığı; kardeşler arasında sevgi, ilgi ya da bir eşya ile ilgili rekabet etme gibi gözüken bir duygu veya davranış modelidir. Genellikle büyük kardeşte görülen kardeş kıskançlığı, kardeşinin doğmasıyla tüm ilginin ona yönlendiğini hissetmesinden kaynaklanır. Kardeş kıskançlığı, çocukların duygusal gelişiminin doğal bir parçası olarak görülse de, aile içi ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Ebeveynler, bu tür durumlar hakkında bilinçli olmalı ve kardeş kıskançlığını nasıl çözebilecekleri ile ilgili bilgi sahibi olmalılar.

Kardeş kıskançlığı neden olur. Kardeşler arasındaki kıskançlık neden olur.

Kardeş Kıskançlığı Neden Olur?

 

  1. Ebeveynlerin, kardeşler arasında ilgi ve dikkati adil bir şekilde dağıtmaması kardeş kıskançlığına neden olabilir.

  2. Kardeşlerin, ebeveynlerin takdirini kazanmak için rekabete girmesi kıskançlığa neden olabilir.

  3. Ortak eşyaların kullanımı konusunda yaşanan anlaşmazlıklar kıskançlık duygularına yol açabilir.

  4. Aile içindeki sosyal ve duygusal ilişkiler, kardeşler arasında kıskançlık duygularını etkileyebilir. Örneğin, bir kardeşin ayrıcalıklı bir ilişkisi veya özel bir bağı varsa, diğer kardeş bunu kıskanabilir.

  5. Ebeveynlerin bir kardeşi diğerinden daha fazla övmesi veya takdir etmesi, diğer kardeşte kıskançlık hislerine neden olabilir.

  6. Ebeveynlerin kıskançlık göstermesi veya kıskançlık davranışlarını sergilemesi, çocukların da benzer davranışları öğrenmesine neden olabilir.

  7. Ailedeki kaynakların sınırlı olması durumunda, kardeşler arasında paylaşım konusunda anlaşmazlıklar ve dolayısıyla kıskançlık yaşanabilir.

  8. Bir kardeşin başarıları veya yetenekleri, diğer kardeşte kıskançlık hislerine neden olabilir. Özellikle benzer alanlarda başarılı olan kardeşler arasında rekabet ve kıskançlık daha sık görülebilir.

  9. Kardeşler arasındaki kişilik farklılıkları, bir kardeşin diğerine göre daha fazla takdir edilmesine veya dikkat çekmesine neden olabilir.

  10. Kardeşlerin duygusal ihtiyaçları farklılık gösterebilir. Ebeveynlerin bir kardeşin ihtiyaçlarını diğerine göre daha fazla karşılaması, kıskançlık duygularının ortaya çıkmasına neden olabilir.
     



Kardeş Kıskançlığı İçin Öneriler


1. Bir kardeşi olmadan önce çocuğumuzla konuşalım.

Çocuğa mevcut durumu aktarmak, onu bebeklerin yaşamı hakkında bilgilendirmek, bir zamanlar bebek olduğunu hatırlatmak, kardeşini büyütürken onun şefkat ve yardımına ihtiyaç duyacağımızın altını çizmek, bebeğin gelişiyle sevgimizin daha da artacağını müjdelemek önemlidir. “Sen artık abla oldun, eşyalarını paylaşmalısın” veya “Sen büyüksün, biraz fedakarlık göster” gibi sözlerle çocuğumuzu kaygılandırmak yerine, bir kardeşe sahip olmanın güzelliğini anlatmayı deneyebilir ve onu bu duruma önceden hazırlayabiliriz.

2. Duygularını ifade etmeye teşvik edelim.

Çocuklarımızın ne yaşadığını, nasıl hissettiğini bilirsek onlara yardımcı olmamız kolaylaşır. Bu nedenle “Kardeşimi benden daha çok seviyorsunuz” gibi iddialı sözler ettiğinde bile onu anlamaya çalışıp hangi davranışımız nedeniyle böyle hissetmeye başladığını sormamız gerekir. Böylece verdiği cevaptan yola çıkarak bizim eksik bıraktığımız yönleri fark eder veya onun yanlış anladığı hususları aydınlatabiliriz.

3. Çocuklarımızı karşılaştırmayalım.

“Ağabeyin ne kadar başarılı, sen neden çalışmıyorsun?”, “Ablan gibi uslu durup söz dinler misin lütfen?”, “Kardeşin sınıf birincisi olmuş, sen yine mi zayıf aldın?” gibi sözlerin olumlu sonuçlar doğuracağını sanmak büyük bir yanılgıdır. Çocuklarımızın iyiyi örnek almasını hedefleyerek söylediğimiz bu karşılaştırma sözleri, aralarındaki rekabet ve çatışmayı artırmaktan, mutsuzluktan başka bir işe yaramayacaktır çünkü. Her çocuğun kendine has vasıfları, güçlü ve zayıf yönleri olduğunu hep akılda tutmak ve ezici karşılaştırmalardan kaçınmak elzemdir.

4. Problemlerini çözmeleri için fırsat verelim.

Birbirlerine fiziksel veya ruhsal anlamda zarar verecek denli kavga etmedikleri sürece çocuklara fazla müdahale etmemek gerekir. Böylece “kimin haklı olduğu” konusundaki lüzumsuz tartışmanın önünü açmamış ve problem çözme becerisi kazanmalarını sağlamış oluruz. Tüm aileyi ilgilendiren konularda her bir çocuğun fikrini alıp sürece dahil olmalarını sağlamak da çözüm bulma yeteneklerini geliştirir.

Kardeş kıskançlığı sendromu. Küçük kardeş kıskançlığı.

5. Gerektiğinde hakem olalım ve taraf tutmayalım.

Çocuklar hiçbir şekilde anlaşmaya varamadığında, probleme sebep olan eşyayı/imkanı dönüşümlü kullanmalarını sağlayabilir veya bir yaptırım olarak tamamen ortadan kaldırabiliriz. Bu süreçte sükuneti koruyarak hareket etmek ve taraf tutmamak çok önemlidir.

6. Çocukları dayanışmaya teşvik edecek görevler belirleyelim.

Onlara el ele verip yardımlaşmalarını gerektirecek sorumluluklar verdiğimizde, birlikte hareket etmekten keyif alıp kardeş olmanın kıymetini daha iyi anlayabilirler. Örneğin birlikte bir hayvan barınağı inşa etmeleri, balkondaki çiçeğin bakımını üstlenmeleri, bir aile büyüğü için hediye hazırlamaları işbirliği yapmalarını sağlayacağından kardeşlik ilişkilerini kuvvetlendirecektir.

7. Her birine ayrı zaman ayıralım.

Her bir çocuğumuzla özel zaman geçirmek, baş başa keyifli bir şeyler yapmak, kısa da olsa her birine “özel” vakit ayırmak onları korkularından ve diğer olumsuz hislerden uzaklaştırabilir.

8. Çocuğumuzu iyi gözlemleyelim.

Ebeveynlerin duruma zamanında müdahale edememesi nedeniyle kimi zaman kıskançlık had safhaya ulaşıp çocukta çeşitli davranış bozukluklarına sebep olabilir. Çocukta asosyallik, iştahsızlık, tırnak yeme, altını ıslatma, saldırganlık veya öfke nöbeti gibi durumlar gözlemleniyorsa bir uzmandan yardım alınması gerekebilir.

Kardeş kıskançlığı nasıl önlenir. Kardeşler arasındaki kıskançlık nasıl önlenir.

Kardeşler Arası Kıskançlığı Nasıl Önleyebiliriz?


Birden fazla çocuğa sahip her anne baba, evlatları arasında kıskançlık belirtilerine ve türlü çekişmelere rastlayabilir. Bilhassa yeni doğan bir kardeşin ardından ortaya çıkan tepki, ebeveynlerde tedirginlik sebebidir. Ancak çocuklar arasında nasıl denge sağlayacağını kestiremeyip yanlış tutumlar sergilemeden önce, kıskançlığın doğal bir duygu olduğunu kabul etmek gerekir. Zira mevcut durum, bu hisse kapılan çocuğun gözüyle değerlendirildiğinde daha anlaşılır hale gelecektir.

Evvela ailenin ilk ve tek göz ağrısı olmaya alışkın, evin büyük evladı açısından bakalım duruma. O güne dek gördüğü sevgi ve ilgiyi aileye yeni katılan kardeşiyle paylaşmak zorunda kalan çocuk, pabucunun dama atıldığı yanılgısına kapıldığından, kıskançlık ve öfke duyması anormal görülmemelidir. Şimdiye dek tamamen ona aktarılan sevginin azalacağından korktuğu ve kardeşini bunun müsebbibi olarak gördüğü için hayal kırıklığına uğramıştır. Alıştığı düzen bozulmuş, sadece ona açılan kucağı bir başkasıyla paylaşması gerekmiştir. Üstelik henüz bir bebek olan kardeşi kendi başına hiçbir şey yapamayıp aile büyüklerinin ilgi ve yardımına çok daha fazla ihtiyaç duyduğu için onların zamanının çoğunu işgal eder. Bu tablo karşısında büyük çocuğun hırçın veya saldırgan tavırlar sergilediği, ilgiyi üzerine çekmek için çabaladığı görülür. İlginin merkezindeki bebeğin hareketlerini birebir taklit etmek, onun gibi davranmak ve yeniden odak noktası olmaya çalışmak da abi ve ablaların dikkat çekme yöntemlerindendir.



Öte yandan, küçük kardeşlere göre çok daha fazla ayrıcalığa sahip olan büyük kardeşlerin kıskanıldığı da görülür. Evin ilk veya yaşça büyük olan evladının, küçüklerden daha çok saygı gördüğü, izin alma konusunda daha avantajlı olduğu ve ona bol müsamaha gösterildiği düşünülür genelde. Her yaşın farklı imtiyaz ve yükümlülükleri olduğunu anlayamayan minikler, bu durumu bir sorun olarak görüp olumsuz davranışlar göstermeye başlayabilir.

Bir de yaşa bağlı olmayan kıskançlık ve çekişmeler vardır ki, bunlar sudan sebeplerle bile ortaya çıkabilir. Bir eşya veya hakkı paylaşamama, inatlaşma, haksızlığa uğradığını düşünme gibi nedenlere dayanan zıtlaşma sürecinde anne babalar sıklıkla “Hangimiz haklıyız?” sorusunu duyar ve orta yolu bulmaya çalışır. Çocuklar için anne babanın kimi haklı bulacağı, kendi deyimleriyle “kimi tercih edip kayıracağı” hususu, her zaman merak ve kaygı konusudur. Çocuklar sırf bunu sınamak için bile küçük tartışmalar çıkarabilirler.

Bazense ifadeler keskinleşir ve “Onunla daha çok ilgilendiniz, ona daha çok harçlık verdiniz, hep beni azarlıyorsunuz, yine onun istediği yapılıyor, onu benden daha çok seviyorsunuz...” sözleri duyulmaya başlanır çocuklardan. Her zaman adil olmak, en doğru davranışı göstermek mümkün olmayabilir elbette. Ancak çocuklar tarafından adaletsizlik vurgusu çokça yapılıyorsa anne babaların evlatlarına karşı tutumlarını yeniden gözden geçirmesi faydalı olabilir. Zira kıskançlık ve çatışmalar, ebeveynlerin farkında bile olmadan ettiği sözler veya gösterdiği davranışlardan kaynaklanıyordur belki de.

Kardeş kıskançlığını önlemek için anne baba tutumunun önemi.

Kardeş Kıskançlığını Önlemek İçin Ebeveyn Tutumlarının Önemi


Anne babalar, çocukları üzerinde ciddi bir etkiye sahip olduklarından, onlara nasıl muamele ettikleri büyük önem taşır. Örneğin çocuklardan biri cinsiyeti, yetenekleri, kişiliği veya başarıları nedeniyle övülüp kayırıldığında ailedeki diğer çocukların bunu hissetmemesi güçtür. Ebeveynler bu ayrımı kimi zaman farkında olmadan yapar ve istemeden de olsa olumsuz durumlara sebebiyet verebilirler.

Ancak yoğun şekilde eşit davranma çabasına giriştiğimizde de dikkat çeker, kaygımızın evlatlarımız tarafından fark edilmesine neden oluruz. “Üçünüzü de eşit seviyorum, hepinize ikişer tane kalem alınacak, herkes bir saat sonra evde olsun” dedikçe, bir şeylerin eşit olmayışının üstünü kapamaya çalıştığımız düşünülebilir. Keza 5 yaşındaki çocukla 12 yaşındaki çocuğa her zaman eşit davranılması ve aynı hakların tanınması makul değildir.



Çocuklarımızı övme konusunda eşit tutum sergilemeye çalışmamız da benzer bir hataya sürükler bizi. Bir çocuğumuza “Matematikte çok başarılısın” dedikten hemen sonra, -sözümona bu ayrıcalığın altını çizdiğimiz belli olmasın diye- diğer çocuğu övecek bir neden aramaya başladığımız olur bazen. Akabinde “Senin matematiğin iyi, onun da resme kabiliyeti var. Sen çok hızlı koşuyorsun, o da tırmanma konusunda başarılı” gibi sözlerle eşitliği sağladığımızı sanırken çoğu zaman kıyaslanma hissini pekiştirmiş oluruz. Bu nedenle eşit davranmaktansa adil ve samimi bir tutum sergilemeye çalışmak, olumlu vasıflardan “yeri geldiğinde” bahsetmek daha doğru bir tercih olacaktır.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Çocuk Eğitiminde Pedagojik Çözümler - Pedagog Perihan Gül



nizami hayat logo