Evlilikte Eşler Arası Muhabbet Nasıl Olmalı?
Eşlerin birbiriyle konuşmasından söz edildiğinde, genelde problemleri çözmek niyetiyle yapılan bir eylemden bahsedildiği düşünülür. Ancak konuşmak sadece problemleri çözmek için değildir, sadece ihtiyaçları dile getirmek için değildir. Bunlardan önce iletişim kurmak içindir. Kısacası birbirini tanımak, sevmek, saygı duymak ve güvenmek içindir konuşmak. Böylesi bir konuşmadan kastımız romantik içerikli sözcükleri dile getirmek de değildir. Eşle birlikte günlük, havadan sudan konularda sohbet edebilmektir.
Bugün çocuklar ne yaptı, iş yerinde neler oldu, arkadaşlarla gittiğimiz yerde dikkatimizi ne çekti; bunların hepsi günlük konuşmalarımızın içeriğini oluşturur. Gün içinde olan biten bu tarz detay olaylar hakkında konuşmak eşimizle aramızdaki diyaloğun devamlılığını sağlar. Eşler arasında rutin diyalogların olması ise zamanı geldiğinde önemli konuların konuşulmasını da kolaylaştırır. Üstelik bu kolaylık sadece zaten konuşuyor olmanın sağladığı bir alışkanlığın getirisi olmakla kalmaz.
Muhabbet, Eşini Daha İyi Tanımaya Vesile
Hepimizin bir kendimizi algıladığımız versiyonu, bir de başkalarının algıladığı versiyonu vardır. Bu ikisi arasındaki makas ne kadar daralırsa gerçek kendimize o kadar yaklaşırız. Kendimiz hakkında konuşurken cesur olduğumuza inanıp cesaret gerektiren davranışlardan kaçınmadığımızı söyleyebiliriz ancak muhatabımız bunun cesaretten değil, saldırganlıktan kaynaklandığını düşünebilir. Yani birini tanımanın gerçek yolu onun kendi hakkında söylediklerinden ziyade yaptıkları ve olaylara verdiği tepkiler, getirdiği yorumlardır. Eşler arasında da durum böyledir. Eşimizi zamanla tanırız. Onu tanımanın ilk koşulu da beraber zaman geçirmektir. Ancak eşimizle her anımızı birlikte geçirmediğimizden bizim göremediğimiz dünyalarda onun nasıl biri olduğunu bilemeyiz. Günlük konuşmalar, eşimizin -veya bizim- herhangi bir mesele hakkında yaptığı yorumla ve o olayı anlatırkenki üslubu ile onun bakış açısını yani durduğu yeri anlamamızı sağlar. Kişiliğinin bilmediğimiz yönlerini keşfetmemizi sağlar.
Eşlerin birbirini daha iyi tanımasına vesile olan bu tarz konuşmalar eşler arasındaki güven duygusunu da pekiştirir çünkü insan tanıdığına güvenir. Evlilik için temel bir duygu olan güven, eşimizle aramızdaki yakınlığı koruduğu gibi kalbi mesafelerin açıldığı zamanlarda sorunların çözümü için hakkaniyetli adımlar atılacağına inancımızı pekiştirir.
Sohbet Etmek Eşler Arası Yakınlık Getirir
Kendisi ve yaptıkları hakkında konuşmaya hevesli kişiler bizde yakınlık duygusu oluşturur. Tam tersi ketum kişiler ise -bu onların kişilik özelliği de olsa- bizden bir şeyler gizliyormuş ya da araya mesafe koyuyormuş gibi düşünmemize neden olabilir. Eşlerin birbiri ile konuşuyor olması, karşı tarafa “Sana kendimi, iç dünyamı açıyorum” mesajını verir. Mesela alışverişte neler yaptığımızı, çocuğun parkta nasıl eğlendiğini, arabayı tamir ettirirken çıkan aksiliği, izlediğimiz komik bir videoyu anlatmak doğrudan kendimizi anlatmamız manasına gelmese de kendimiz ve yaptıklarımız hakkında konuşmaya açık olduğumuza işaret eder.
Eşler arasında günlük konularda konuşmaya hevesli olmak kadar dinlemeye hevesli olmak da önemlidir. Yani eşlerden biri konuşmak, anlatmak isterken diğeri dinlemeye gönülsüz olursa bu diyalog kurulamaz ve sonuçta o meşhur “ilgisizlik” problemi ortaya çıkar. Eşlerin konuşmaya veya dinlemeye yatkınlığı aynı ölçüde olmasa da karşımızdaki kişiyle bir hayatı paylaşıyor olmanın sorumluluğu ile bu konudaki eksiklerimizi gidermeye çabalamamız gerekir.
Eşlerin birbiriyle konuşabiliyor olması onların dış dünyadan ayrı, kendilerine ait bir dünya kurmalarına vesile olur. Bu ise dışarıda ne yaşanırsa yaşansın eve geldiklerinde kendilerini bekleyen sıcak ve güvenli bir ortamın var olmasını sağlar. Sohbet ve muhabbetle yuvaya dönüştürülmüş bu evler, eşler için olduğu gibi çocuklar için de dışarıdan geldiklerinde rahatladıkları, mutlu oldukları, iyi ve güvende hissettikleri, dertlerini anlatıp çözüm buldukları bir çekim merkezi haline gelir. Eşiyle sohbetin kendisini pek de sarmadığını düşünen kişilerin olaya bir de bu açıdan bakmaları gerekir ki meselenin önemini kavrayabilsinler ve aileyi ayakta tutanın dört duvar değil, içindeki muhabbet olduğunu anlayabilsinler.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Hatice Metin - Semerkand Aile Dergisi Sayı:213 s.26