Görüş Bildir

Evde Çiçek Yetiştirirken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Evde çiçek yetiştirirken dikkat edilmesi gerekenler. Evde çiçekli bitki bakımları. Evde bitki bakımları hakkında bilinmesi gerekenler.

Apartman hayatının yeşilden uzak beton yapıları pandemi mecburiyeti ile birleşince evlerde iyice sıkışıp kaldık tabiri caizse. Yeşile, doğaya hasretiz özellikle büyükşehirlerde. O halde madem biz tabiata dokunamıyoruz, tabiatı evimize getirelim ve nimetlerinden yararlanabildiğimiz kadar yararlanalım. Bitkilerin tek faydası sadece bir kenarda durmak ve gözlerimizi şenlendirmek değildir elbette. Bitkilerle uğraşmak, onların toprağına dokunmak, eğilip çiçeğine fısıldamak… Hepsi ama hepsi bize fayda sağlıyor bir yönüyle.

İç Mimar ve Bitki Tasarımcısı (Sürdürülebilir Tarım Tasarımcısı) Meryem Özay, evde bitki yetiştirmenin faydaları ile ilgili şunları söylüyor: “Bitki yetiştirmenin insan ruhu üzerinde etkisi olduğuna dair pek çok çalışma mevcuttur. Bitki yetiştiren insan pek çok şeyin farkında olabilir. Hayata farklı bir gözle bakmayı öğrenir. Bir bitkiyi büyütürken, her yeni çıkan yaprağını beklerken sabrı; ekimi dikimi ile uğraşırken konsantrasyonu öğreniriz aslında.

Bitkilerin dünyası tefekkür için harika bir orman. Ruhumuzu tefekkürle iyileştirmemiz mümkün. Bu ormana girebilen çıkmak istemeyecektir. Bitki yetiştirmenin bu güzel etkilerinin yanında stresi azalttığına, tansiyonu düşürdüğüne, kasları gevşettiğine dair bulgular da vardır. Bitkinin tohumdan çiçeklenmesini, meyve vermesini, ekileceği ortamı ve vakti belirlerken; planlamayı, gözlemlemeyi, beklemeyi öğreniriz. Bu yüzden evlatlarımıza da bu sevgiyi, sorumluluk duygusunu aşılamak gerekir.”

Evinde 400’den fazla bitki çeşidi olan ve bahçesinde neredeyse bitki ekilmedik yer bırakmayan Özay, bahçelerin insan üzerindeki etkisi üzerine “bahçe terapisi” teriminin kullanılmaya başlandığını belirtiyor. Bedava terapi için bitkilere evlerimizi açalım evet ama bazılarımız yer darlığından veya bakamayacağını düşündüğünden bitki yetiştirmeye pek yanaşmıyor. Oysa belki de insanlardan daha vefakar olan toprak, fiziki şartları sağladığımız ve ilgimizi devam ettirdiğimiz sürece Allah’ın izniyle bize mahsul vermeye devam ediyor.

Meryem Özay’ın tecrübeleri de bu yönde: “Bir bitki bizim elimizde büyüdükten sonra kolay kolay bizi terk etmez. Kışın ev ortamında toprak değiştirdik diye ölmez, çeşme suyu verdik diye bize küsmez. Ancak onlara, doğal ortamlarına en yakın ortamı sağlamamız gerekir. Unutmayalım ki bitkiler de hayvanlar, insanlar gibi canlıdırlar. Onları yalnızca evimizin süsü olarak değil, evimizin birer ferdi gibi düşünmeli ve onların ihtiyaçlarını doğru karşılamalıyız.”
 

Çiçekli bitki bakımları. Çiçekli bitki bakımları hakkında bilinmesi gerekenler.
 

Çiçekli Bitkilere Nasıl Bakılmalı?


Özellikle çiçekli bitkileri seviyoruz ancak nedense çoğumuz koruyamıyoruz. Çiçekli bitkilerin bakımları zor mudur sahi? Ya çiçekle konuşmak? “Nazlı kızım, mor menekşeem” diye sever anneannelerimiz çiçeğini. Sardunyasıyla dertleşir, sarı şebboyuna ilahi söyler. “Çiçekle muhabbet etmek onları coşturur” der büyüklerimiz.

“Çiçekli bitkilerin güneş ihtiyaçları fazla olur” diyen Meryem Özay da bitkileri sevgimizle besleme meselesine dikkat çekiyor: “Çiçeklerle konuşmaya gelirsek, taşlar bile iletişimden etkilenirken bitkiler neden etkilenmesin? Fakat bitkilerle ilgilenmek derken onlara dokunmak değil, onlarla konuşmaktır esas olan. Dokunmak, aksine bitkilerde dışardan bir etkinin onlara zarar vereceği korkusunu oluşturabilir. Özellikle yeni yavruları sevmek, okşamak, sürekli dokunup incelemek isteriz de sonra büyümedi, öldü diye üzülürüz.”

Çiçek coşturan kürler. Çiçek coşturan kürler nasıl kullanılır.
 

Çiçek Coşturan Kürler Kullanılmalı mı?


Her çiçekli bitkinin her şartta yetişmeyeceğini; ısı, ışık, nem ve su gibi ihtiyaçlarının farklı olabildiğini bilmemiz gerekiyor. Mesela menekşenizin durduğu yerde gölge seven bir sarmaşık mutlu olmayacaktır. Ya da iç mekan bitkisini balkonunuzun rüzgar alan cephesine yerleştirdiğinizde çok geçmeden boynunu bükecektir. Tekrar gelelim çiçekli bitkilerimize. Acaba çiçek açmasını sağlamak için bitki coşturan kürleri denemeli miyiz? Özay, bu konudan oldukça muzdarip: “Bana gelen ‘Bitkim bu hale geldi, ne yapabilirim?’ sorularının sebebi genellikle kürler oluyor. Kürler öncelikle organik malzemelerden yapılır. Maya, yumurta suları, pirinç, patates suyu gibi. Onları bir kenarda bekletirseniz kokar, küflenir değil mi? Peki, böyle bir şeyi bitkiye nasıl verebiliriz? O toprağın ve köklerinin hali ne olur? Sonra sineklenme sorunları neden oluyor, diye düşünürüz. Bir de bunlar suyla birleştiğinde oluşabilecek sorunları düşünmemiz gerekir. İşin teknik boyutuna gelirsek, kürler, içeriğindeki mineraller için tercih ediliyor. Fakat bitkinin toprağında neyin eksik olduğunu, o bitkinin hangi minerale ihtiyaç duyduğunu bilmeden -bir de ölçüsüz olarak- o karışımları bir anda bitkiye veriyor, ölmesine sebep oluyoruz. Bu kürler bazen işe yarayabilir ama uzun vadede yaramaz. Sonucu kesinlikle ölüm olacaktır. Bir bitki proteine ihtiyaç duyarken diğeri demire, karbona, azota ya da magnezyuma vs. ihtiyaç duyuyor olabilir. Ben sadece solucan gübresi veya kompost toprağımı kullanıyorum. Hatta kendi solucan kompostumu kullanıyorum. Solucanlara verdiğim yiyecekler gübremin o mineralle zenginleşmesini sağlıyor.”

Yoğun kürler yerine bitkiye verdiğimiz suyu zenginleştirmek en güzeli. En çok uygulanan doğal çiçek coşturan malzeme, haşlanmış yumurta suyu. Bu su özellikle sardunyalar üzerinde oldukça etkili. Bunun için kahvaltıya haşladığınız 2-3 adet yumurtanın suyu yeterli. Yumurtaları içinden çıkardığınız suyu önce soğutun, ardından çiçeğinizin sulama zamanı geldiğinde toprağına dökün. Ancak yapraklarını ve çiçeklerini sulamamaya dikkat edin. Yaklaşık 1 haftada olumlu sonuçlarını almaya başlayacaksınız inşallah. 2-3 günde bir bunu tekrarlayabilirsiniz.Benzer bir uygulamayı meyve ve sebze kabuklarıyla da yapabilirsiniz. Taze taze soyduğunuz meyvelerin kabuklarını hiç bekletmeden üzerlerine kaynattığınız suyu ilave edin. En az 12 saat demlendirdikten sonra bu suyu bitkinizin toprağına dökün.

Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Gülnar Akbulut - Semerkand Aile Dergisi Sayı:189 s.20



nizami hayat logo