Ergenlikte Kayıp ve Yas Süreci

Ergenlik dönemi genellikle hayattaki ilk kayıpların yaşandığı döneme denk gelir. Ergenler çoğunlukla bir yakının ölümüyle bu dönemde karşılaşır; dede, nine gibi aile büyüklerinin vefatına şahit olabilir.
Ergenler soyut düşünme becerisine sahip oldukları için ölümü onlara açıklamak çocuklara anlatmaktan daha kolay olacaktır çünkü ölümü yetişkinlerin anladığı şekliyle anlayabilecek olgunluktadırlar. Nasıl ki bir yakınımızın ölümünün ardından yas sürecine gireriz, ergenler de yetişkinler gibi bir yas süreci geçirirler.
Normal bir yas sürecinin belirli aşamaları vardır. Bunlar inkar, bölme, pazarlık, sıkıntı ve çözülme süreçleridir. Her ne kadar ölümün gerçekliğini bilsek de kayba karşı verdiğimiz ilk tepki inkardır. Ergenler inkarı sözlü olarak ifade etmeyebilir; kaybettiği yakını çıkıp gelecek gibi hisseder, cenaze töreninde ilgisiz kalabilir ya da sadece yapılması gerekenlere odaklanabilir.
İnkar aşamasının ardından, bir yanımızın yakınımızın ölümünü kabul ettiği, bir yanımızın ise kaybı yadsıdığı bir bölme aşaması yaşarız. Ergenler ölümü kabullenmiş görünür. Ancak ölen kişinin de içinde olduğu planlar yaparken bulurlar kendilerini. Bu aşamadan sonra “pazarlık” adı verilen bir sürece girilir. Bu aşamada artık kaybımızı kabullenmişizdir. Ancak ölen yakınımızla geçirdiğimiz son ayları, son günleri, son anları tekrar tekrar zihnimizde canlandırır ve her şeyin nasıl daha farklı olabileceğine ilişkin senaryolar üretiriz.
Yasın pazarlık aşaması, kendimizi hemen her şey için suçlayabileceğimiz zorlu bir süreçtir. Pazarlık bittiğinde, dünyanın güvensiz bir yer olduğuna, yakınlarımızın ve bizim başımıza her an kötü bir şey gelebileceğine dair bir iç sıkıntısı dönemi olur. Bu dönemde, bir bardağın kırılmasından bir yabancının ölümüne kadar her türlü kayıp, bizi normalden daha fazla etkiler. Ergenler bu dönemde kayba karşı aşırı hassas olurlar. Bir arkadaşlarıyla tartıştıklarında onları kaybettiklerini düşünerek fazla duygusal tepkiler verir, dersten aldıkları düşük notlar karşısında normalden fazla kaygılanabilirler.
Nihayetinde, yasın çözülme sürecine girdiğimizde; artık kaybımızı kabullenerek bu üzüntüyle yaşamayı öğrenmeye başlarız. Ergenler bu dönemde depresif olurlar, ancak ölen kişi hakkında daha az üzüntüyle konuşurlar. Sosyal hayatlarına dönmüşlerdir, daha kolay odaklanmaya başlarlar. Bu süreç artık kaybın kabullenildiği anlamına gelir.
Yas Sürecinde Ebeveyn Desteği
Ergenlerin yas sürecini sağlıklı şekilde atlatabilmeleri için ebeveynlerin desteği şarttır. Ancak kayıp, aile içinde olduğu zaman ebeveynler bazen ergenlerin yaşadığı zorluğu görmezden gelebilirler. Ergenin cenaze merasimlerine katılımının sağlanması, ölümle ve yakınının ölüm şekliyle ilgili sorularının dürüstlükle cevaplanması, yaşadığı hislerin normal olduğunun söylenmesi, duygularını ifade edeceği bir ortam oluşturulması ergene ilk süreçte destek olmak için yeterlidir.
İlerleyen süreçlerde ergen normal hayatına dönmek için motive edilmeli, ruh halindeki dalgalanmalar normal görülmeli, hissettiği duygulardan ötürü yargılanmamalıdır. Bu dönemde ergenin akademik başarısı düşebilir, çok uzun sürmemesi koşuluyla bu durum görmezden gelinmelidir. Ergenin yas sürecini yaşarken ulaştığı başarılar, kaydettiği olumlu gelişmeler dile getirilmelidir. “Bugün daha rahat uykuya daldın”, “Bu hafta ölen arkadaşından bahsederken ağlamadın” gibi.
Ergenlerin ölüme karşı hazırlıklı olmasının bir yolu olarak, evde yaşam ve ölümün anlamını konuşmak, ergeni manevi yönden güçlendirmek, ona anlamlı bir hayat yaşaması için farkındalık kazandırmak gerekir. Çünkü her ölüm, bize kendi faniliğimizi hatırlatır ve böylelikle bir yandan kaybımızla, bir yandan da kendi ölümümüzü nasıl karşılayacağımızla meşgul oluruz
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:216 s.20