Görüş Bildir

Ergenlikte Güvenli Bağlanma Mümkün Mü?

Ergenlikte güvenli bağlanma. Gençlerle güvenli bağlanma. Ailede güvenli bağlanma.

Bağlanma son yılların en popüler psikolojik terimi haline geldi. Güvenli bağlanma, taze annelerin zihnini kurcalayan bir soru işareti oldu. Peki, “Çocuğum bana güvenli mi bağlandı? Yabancı görünce ağlıyor, acaba güvensiz mi bağlandı?” gibi sorularla günümüz annelerini böylesine meşgul eden bu bağlanma nedir, neye denir?

Bağlanma, bebeklik döneminde anneyle kurulan ilişkinin kalitesine göre şekillenen bir güven duygusudur aslında. Bağlanma bebeğin çok temel bir gereksinimidir çünkü bebek hayatta kalabilmek için annesine muhtaçtır. Anne bebeğe duyarlı bir şekilde yaklaştıysa, bebek annesine güvenli bir şekilde bağlanır. Bebeğin güvenli bağlanması demek, dünyanın güvenilir bir yer olduğuna ve kendisinin sevilmeye layık biri olduğuna dair inanç geliştirmesi demektir. Anne bakım verirken tutarsızlıklar gösterirse, bebeğin, ihtiyaçlarının düzenli olarak karşılanacağına dair kaygıları artar ve anneye kaygılı bağlanır; çünkü annenin her an kaybolma ihtimali vardır. Eğer anne bebeğin ihtiyaçlarına tamamen duyarsız kalıyorsa bebek kaçıngan bağlanır, yani annenin varlığı veya yokluğu onun için önemli değil gibi davranır.

Bağlanma örüntüsü bebeklikte oluşur ama etkileri hayat boyu devam eder. Çocuğun anneden ayrılıp özerkleştiği dönemlerde ayrı odada yatmak, emmeyi bırakmak, kreşe başlamak gibi süreçler çocukların güvenli bağlanıp bağlanmadığını anlamak için önemli işaretler barındırır. Ergenlik de gelişimin bir tür özerkleşme, ebeveynlerin kanatları altından ayrılıp sosyal kimliği oluşturma süreci olduğundan, bağlanma süreci etkilerinin doğrudan görüldüğü bir dönemdir.
 

Kopuk İlişkiler Yeniden Bağlanabilir


Bağlanma örüntüleri yoluyla çocuklar kendileri, insanlar ve dünyayla ilgili bazı inançlar oluştururlar. Güvenli bağlanan çocukların olumlu bir kendilik algıları olurken kaygılı ya da kaçıngan bağlanan çocukların kendilik algıları olumsuzdur. Küçük yaşlarında güvenli bağlanan ergenlerin daha iyi sosyal ilişkiler kurdukları, daha az endişeli oldukları bilinmektedir. Strese karşı dayanıklılıkları yüksektir ve arkadaş ilişkilerinde dostane bir yaklaşım sergilerler, ayrıca empati becerileri gelişmiştir. Bebekliklerinde kaygılı ya da kaçıngan bağlanan ergenlerin ise arkadaş ilişkilerinde düşmancıl tavırlar sergiledikleri, ilişki sorunları yaşadıkları görülmektedir.

Muhakkak ki sağlam oluşturulmuş bir ebeveyn-çocuk ilişkisi ve güvenli bağlanma önemlidir ancak ergenler için bağ kurma ihtiyacının henüz bitmediğini bilmek gerekir. 18 aylık bir bebeğin çevreyi keşfederken arada bir annesine dönüp bakması gibi ergen de sosyalleşirken bir yandan anne ve babasının yardıma ihtiyaç duyduğunda orada bulunduğunu bilmek ister. Problem yaşadıkları zamanlarda ergenler ebeveynleri tarafından yalnızca sorunlarının dinlenilmesini, anne babalarının onlara yönlendirme yapmadan duygularını anlamalarını destek olarak algılarlar. Ebeveynler ise ergene destek olmayı “kontrol sağlamak” olarak algılarlar. Oysa çoğu zaman gencin istediği yaşadığı zorlukların kendisine yönlendirmede bulunulmadan yalnızca dinlenmesi, duygularının yansıtılmasıdır.

Bağlanmayla ilgili yanlış bilgilerden biri de bağlanmanın yalnızca bebeklikte oluştuğunun, güvensiz bağlanmanın onarılmaz olduğunun düşünülmesidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bağlanma örüntüsünün çocuklukta da gelişmeye devam ettiğini göstermektedir. Ebeveynlerin her zaman tutarlı ve duyarlı bakım sağlamaya devam etmesi bağlanmanın güvenli olmasına yardımcı olur. Ebeveynlikte her zaman güvensiz bağlar da onarılabilir, kopuk ilişkiler bağlanabilir, zayıf iletişim güçlendirilebilir. Ebeveynlerin ergene saygıyla yaklaşması ve güvenilir bir kaynak olarak hazır bulunduğunu hissettirmesi, ergenlerin onlara güven duymasına ve kendi sosyal ilişkileri için olumlu bir model oluşturmalarına yardımcı olur.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:209 s.20



nizami hayat logo