Çocuklarda Tembelliğin Sebepleri
Çocuklarda tembellik bir çeşit hastalıktır. Tembelliğin fiziki, ruhi ve sosyal sebepleri vardır. Tembellik, ilme ve öğrenmeye engel olur. Öğrenciyi çalışmaktan alıkoyan önemli faktörlerden biridir. Zernûcî, “Öğrenci tembellik edip, öğretmeninden aldıklarını anlama hususunda bir iki defa çalışmadığı zaman, tembelliğe alışır, dolayısıyla daha sonra az ve kolay olanı da anlayamaz” der.
Ayrıca tembelliğin dikkat ve irade noksanlığından ileri geldiğini düşünerek “Tembellik, bilgi gerektiren hususlarda düşünme ve tefekkür azlığından meydana gelir” denildiğini kaydeder.
Çocuklarda Tembelliğin Fiziki Sebepleri
Sindirim bozukluğu, iç salgı bezlerinin düzensizliği, gözlerin zayıf olması, kulak ve solunum rahatsızlıkları, bademcikler, burundaki et ve kemiğin nefesi daraltması, kan azlığı, genel zafiyet ve sara gibi hastalıklar çocuğu tembelliğe sürükleyen başlıca etkenlerdir.
Çocuklarda Tembelliğin Ruhi Sebepleri
İnsan, ruhla bedenden müteşekkil olduğuna göre bazı ruhî hastalıkların bedenî hastalıklara, bedenî hastalıkların da ruhî hastalıklara sebep olduğunu söyleyebiliriz. Mesela bugün mide hastalıklarının büyük bir bölümünün (% 70) psikolojik sebeplere dayandığı bilinmektedir. İşte çeşitli rahatsızlıklar yüzünden herhangi bir şekilde zedelenmesi de öğrencileri anormal hallere sürüklemekte ve onları tembel yapmaktadır.
Çocuklarda Tembelliğin Sosyal Sebepleri
Okul ve ailenin etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrencinin ders başarısında olduğu kadar tembel olmasında da ailenin rolü büyüktür. Evde pasif hayatı seven, her işi başkasına yaptıran aileler, çocuklar için kötü bir örnektir. Buna karşılık her işini kendisi yapan ve yeri geldiğinde çocuklara da görev ve sorumluluk veren aileler onlara aktif olma yolunda iyi örnek olurlar. Dolayısıyla çocukların tembelliğinde aile ve okul hayatının ayrı ve önemli bir yeri vardır.
Genel sınıf seviyesinin altında olduğu halde, bir üst sınıfa geçirilen öğrenciler, üst sınıflarda geri kaldıkları gibi, tembelliğe de sürüklenir. Çocuğun yıl ortasında veya sık sık okul değiştirmesi de buna sebep olabilir.
Tembellik Bir Çeşit Hastalıktır
Emîrü’l-mü’minin Ömer (radıyallahu anh) şöyle demiştir: “Azim ve gayretinin gevşememesi için çalış. Çünkü ben insanın ayağını tembellikten daha çabuk kaydıran bir şey görmedim.”
Tembellik bir çeşit hastalıktır, bu hastalığın belirgin virüsü ise amaçsızlıktır. Her ne kadar tembellik birçok duygunun sonucu olarak ortaya çıksa da daha çok amaçsız, gayesiz, hedefsiz, ümitsiz, geleceğe dair hiçbir planı ve hayali olmayanlar tembel olmaya daha yatkındırlar.
Tembellik akıntıya kapılmış bir sandala veya rüzgârın önüne kattığı oradan buraya savurup sürüklediği bir yaprağa benzer. Yani kuvvetli olan daima zayıf olanı yönlendirir ve yönetir.
Tembellik hiçbir insanın kaderi değildir. Seçtiği bir yoldur. Bu gerçeği çocuklarımızla zaman zaman paylaşmalıyız. Onlara başarılı insanların öykülerini anlatarak, tembelliğin ve miskinliğin başarılı insanların hayatlarında bulunmadığını vurgulamalıyız.
Bir Japon eğitimci şöyle diyor: “Çocuklarımız okula başlarken onları fabrikalara götürürüz. Makine yapan makineleri gösteririz. Bunları sadece Japonlar’ın yaptığını anlatırız. Sonra da Nagazaki ve Hiroşima’yı gösteririz ve deriz ki:
“Düşmanınız çok. Sakın tembel olmayın, iyi çalışın.” Çocukluğumuzda bizlere anlatılan meşhur karınca ve ağustos böceği hikâyesi, sanırım birçok çocuk üzerinde olumlu izler bıraktığı gibi benim de hem hoşlandığım hem de etkilendiğim hikâyelerdendir.
Tembelliği; kişilerin bir eksikliği veya acziyeti olarak değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız modern hayatın bazı durumlarda bir getirisi olarak da ifade edenler de vardır.
İnançsız, tembel ve hayatı yaşamaya değer kılmayı beceremeyen insanlar bir anlamda ölüdür.
Sophokles ise, “Allah çalışmak istemeyenlere yardım etmez” diyor. Öyleyse tembelliğin panzehiri, çalışmak ve çalışkan olmaktır.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Aile Okulunda Çocuk Eğitimi - Remziye Özdemir