Çocuk Düşlerinin İnşa Edildiği Bahçeler
Bugünün müteahhitlerinin iki ev arasına göze göz bıraktığı iki metrelik koridorlara bahçe deniyor. Özü toprak olan insan, hasret duyduğu yeşilliği bir nebze olsun görebilmek için evlerin balkonlarını değerlendirmeye çalışıyor.
Yüksek duvarlı, güvenlikli yapılarda büyüyen çocuklar, eski zaman evlerinin yağ tenekelerine dikilen sardunyalarını, küpe çiçeklerini bilmiyor. Elmaların günden güne nasıl kızardığına şahit olamayıp, ayva çiçeğinin pembemsi, eriklerin kar rengi olduğunu öğrenmek için bile çoğu zaman internete ihtiyaç duyuyor.
Kestanecilerin, pamuk şekercilerin, dönme dolapçıların artık sokaklarda dolaşmadığı bugünlerde, değil yeryüzünü tanımak, ufkun üzerindeki altın renkli bulut manzarasını görmek bile herkese nasip olmuyor. Çatısız gökyüzünün zenginliğini seyretmek için kafi miktarda yüksekte bulunmak gerekebiliyor çünkü.
Kainatın dilini bir ucundan çözünce, birtakım manalar da gökten yere doğru iner. Hal böyle olduğunda çocuk oyunlarının meşhur arka bahçeleri yahut yukarı mahalleleri, fiziğin ötesinde metafiziğe de kapı aralar.
“Tevazu için toprakla irtibat şart” sözünde olduğu gibi insan için bahçe, bilinenin ötesinde derin anlamlar taşıyor. Ağaçların ismi, rüzgarların cinsi; börtü böceğin şekli, taşın ağırlığı, yağmurun sesi, kedi köpeğin didişmesi; alınmış her pençe, tırmık darbesi, dili çözülen kuşların ötüşü, sendelediğinde yaslanılan bir ağaç bile bambaşka anlamlar taşıyor. Örneğin, küçükken öfkesini kör bir kuyuya haykırabilen çocuklar, büyüdüğünde kafasını boşaltmayı da öğrenmiş oluyor. Bu sebeptendir ki kaderimize kendisini ortak ettiğimiz, biçimlendirilmemiş, tabii oyun alanları, iç dünyalarımızın da dekorları sayılıyor.
Biçimsiz göründükleri halde müdahaleye açık oluşları, özgürlük bahşetmeleri; ev ve okulun tertipli dünyasından bir miktar uzak durma imkanı sunmasıyla da ayrıca kıymetlidir bahçeler yahut boş arsalar. Bu doğal oyun alanları, çocuk düşlerinin inşa edildiği önemli toprak parçaları sayılırlar.
Oyuncak Zehirlenmesi
Çocuk psikolojisinde aşırı gerçekçi formda ve çok oyuncağa sahip olan çocukların üretkenlik, ilgi ve motivasyonunun azaldığı görülmektedir. Bu durum “oyuncak zehirlenmesi” diye tanımlanıyor. “Fazla”nın iyi olmadığını hatırlatan bu durum, aslında çocukların biçimsiz, şekillendirilmemiş, görünüşte sade ama keşfettikçe zengin oyun alanlarından uzak kalmasının bir sonucu olarak meydana çıkıyor.
Oyun çağındaki çocukların tek ihtiyacı oyuncaklar değildir; esas ihtiyaç oyuncaktan ziyade oyuncak üretebilecekleri materyaller ve oyun arkadaşlarıdır. Bu ihtiyacı en iyi karşılayacak ortam ise doğadır. Çocuklar mevcut enerjilerini en iyi doğada dönüştürebilirler. Çamurdan kule yapmak, taştan kale yapmak, gazoz kapağından oyun kurmak onları sandığımızdan daha çok mutlu eder. Doğada oyun yolu ile edindikleri her bilgi teorik olmak yerine tecrübeye dayalıdır ve zihinlerinde kalıcı olur. Arsa ve sokaklardaki oyunlar, aynı zamanda çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda spontane bir kendini ifade biçimidir. Sadece tabiata değil, insana da yaklaştırır.
Peki Ne Yapabiliriz?
Bugün modern şehir planlamalarında bilinçli olarak yaban bırakılmış arazilere yönelik talebimizi gerekli mercilere iletebiliriz. Muhitimizde bu imkanlarda bir arazi varsa çocukların başka çocuklarla buluşmalarını sağlayıp, eskilerde kalan oyunları gün yüzüne çıkarabiliriz.
Ağaç isimlerini, rüzgar çeşitlerini okullarda zorunlu derslerde öğrenmeden önce onlara biz tanıtabiliriz. Çocuklarımızı yaprak koleksiyonlarına, taş koleksiyonlarına yöneltip onlara yeni keşif imkanları sunabiliriz.
Su oyunları eğitsel değeri en büyük oyunlardandır ve çocuklar için benzersiz bir eğlencedir. Onları yazın daha çok su oyunlarına teşvik edip, zahmetlerini hoş görmeliyiz. Kendi kendini yönetebilme duygusunu uyaran çamur, kil vb. malzemelerle en ilkel yoluyla toprağa erişmelerini sağlayabiliriz.
Günümüzde çocuklara bu imkanlar sağlandığında, o arazilerde oyun oynayıp kendi dünyalarını kuramıyor olmaları hayal güçlerinin ne denli hasar aldığının göstergesidir. Vakit geç olmadan kafalarını ekranlardan kaldırıp dünyaya bakmaları için; toprağın rahatlatıcı, stresten arındırıcı etkisinden faydalanmaları için onları teşvik etmemiz gerekir. Bahçe oyunları, yetişkinlerin işinin karşıtı olarak düşünülebilir. Önemsiz gibi görünür ama aslında kaçırılan nice güzellikleri barındırır ve son derece mühim bir meşguliyettir.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Emine Esma Albayrak - Semerkand Aile Dergisi Sayı: 187 s.20