Görüş Bildir

Allah Rasulü’nün Ramazan Günleri

Peygamber Efendimiz’in ramazan günleri. Peygamberimiz ramazanda ne yapardı.

Allah Rasulü (s.a.v), Ramazan ayında orucunu en mükemmel şekilde tutar; ibadetlerini, hayır ve hasenatını artırırdı. Bu ayın her gecesi Cebrail (a.s) kendisine gelir ve birlikte Kur’an-ı Kerim’i mukabele şeklinde okurlardı. Bu mübarek ayda daha cömert olur, ikramda bulunur ve muhtaçlara yardım ederdi. Ehl-i Beyt’ine ve Ashab-ı Kiram’a da fakirlere, muhtaçlara yardımcı olmalarını ve iftar ettirmelerini tavsiye ederdi.

Ramazan gecelerini ibadetle ihya ederdi. Son on günde ise itikafa girer, Kadir Gecesi’ni idrak etmeye gayret gösterirdi. Ailesini de ibadet etmeleri için gece uyandırırdı. Bununla birlikte ailesiyle ilgilenir, onları asla ihmal etmezdi. Herkesi günahlardan, yalandan, gıybet ve dedikodudan menederdi.
 

Kur’an ve İnfak Ayı


Aişe (r.a) validemiz anlatır: “Rasulullah (s.a.v) Şaban ayının günlerini hesapladığı kadar başka bir ayın günlerini hesaplamazdı. Sonra Ramazan hilalini görünce oruca başlardı.” (Ebu Davud, Savm, 6)

Efendimizin amcasının oğlu Abdullah b. Abbas (r.a) anlatıyor: “Rasullullah (s.a.v) insanların en cömerti idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan ayında Cebrail’in kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrail (a.s), Ramazan’ın her gecesinde Allah Rasulü ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Hz. Peygamber Cebrail ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgardan daha cömertti.” (Buhari, Bedü’lvahy 5)
 

En Hayırlı Sadaka


Efendimizin hizmetlisi Enes (r.a) şöyle nakleder: “Allah Rasulü’ne (s.a.v) ‘Ramazan orucundan sonra hangi oruç daha değerli ve kıymetlidir?’ diye soruldu. Hz. Peygamber: ‘Ramazan’a tazim etmek için Şaban ayında tutulan oruçtur’ buyurdu. Sonra ‘Hangi sadaka daha faziletlidir?’ diye soruldu. Efendimiz buyurdular ki: ‘Ramazanda verilen sadakadır.” (Tirmizi, Zekat, 28)

Diğer bir hadislerinde ise Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Ramazan ayında bol bol infakta bulunun. Zira o ayda infakta bulunmak, Allah yolunda infakta bulunmak gibidir.” (Kenzü’l-Ummal, 8/464)

Zeyd b. Halid el-Cüheni’den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurur:

“Bir oruçluya iftar veren, o kişinin sevabı kadar sevap elde eder. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizi, Savm, 82)

Hakim b. Hızam (r.a), Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) şöyle buyurduğunu nakleder: “Sadakanın en hayırlısı, vereni ve geçindirmekle yükümlü olduğu aile efradını ihtiyaçsız bırakacak şekilde verilendir. Üstteki (veren) el, alttaki (alan) elden daha hayırlıdır. Sen (sadakaya) ilk önce, geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerden başla.” (Buhari, Zekat, 18)

Abdullah b. Mesud’un zevcesi Zeyneb binti Abdullah (r.a) anlatıyor: “Ben, Allah Rasulü’ne (s.a.v) ‘Kocama ve (akrabalarımdan) himayem altında bulunan birkaç yetime verdiğim nafaka benim için sadaka yerine geçer mi?’ diye sordum. Rasul-i Kibriya şöyle buyurdu: ‘Böyle bir nafaka için iki ecir vardır; birisi sadaka ecri diğeri de akrabalık ecridir.” (İbn Mace, Zekat, 24)

Selman b. Amir’den (r.a) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: “Oruç açacağınız zaman hurma ile açın çünkü o berekettir. Şayet hurma bulamazsanız su ile orucunuzu açın zira su temizdir. Yoksul kişiye sadaka vermekte sadece bir sadaka sevabı vardır, akrabaya tasaddukta bulunmanın ise iki sevabı vardır. Biri sadaka sevabı diğeri ise akrabayı koruyup gözetme sevabı.” (Buhari, Zekat, 49)
 

Ramazan’ın Son On Günü


Aişe (r.a) validemiz şöyle anlatır: “Rasulullah (s.a.v) Ramazan ayının son on günü girince elini eteğini toplar, geceyi (ibadetle) ihya eder ve ev halkını (ibadet için) uyandırırdı.” (Buhari, Kadr, 5)

Bir hadislerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Kim Ramazan ayında gece (teheccüt/teravih) namazlarına iman ve ihlas ile devam ederse onun geçmiş günahları mağfiret olunur.” (Buhari, İman, 26)

Ebu Hüreyre (r.a) ise şunları nakleder: “Nebi (s.a.v) her Ramazan ayında on gün itikafa girerdi. Vefat ettiği yıl ise yirmi gün itikafta kalmıştı. Yine her yıl Ramazan ayında Cebrail (a.s) tarafından O’na Kur’an bir defa arz edilirdi. Vefat edeceği yıl ise kendisine iki defa arz edildi.” (Buhari, İtikaf, 17)
 

İtikafta Olsa Bile Ailesine Ehemmiyet Verirdi


Hz. Aişe (r.a) şöyle anlatır: “Rasulullah (s.a.v) itikafta iken mescide bitişik olan odasından bana başını uzatır ben de saçlarını tarardım. Sadece tuvalet ihtiyacı için itikaf ettiği yerden çıkar, eve girerdi.” (Buhari, Hayz, 3)

Nakledildiğine göre bir defasında Hz. Peygamber itikafta iken, eşlerinden Safiyye binti Huyey (r.a) geceleyin O’nu ziyarete geldi. Bir süre konuştuktan sonra Hz. Safiyye evine dönmek isteyince kendisini uğurlamak için Allah Rasulü de (s.a.v) kalktı ve hanımına mescidin kapısına kadar eşlik etti. (Buhari, İtikaf, 8)

Hz. Aişe, Rasulullah’ın (s.a.v) vefatından sonra da hanımlarının ve ashabının itikaf yapmaya gayret gösterdiklerini söylemiştir. (Buhari, Ezan, 135)
 

Davetlere İcabet Ederdi


Enes (r.a) anlatıyor: Bir keresinde Peygamber (s.a.v), Sa’d b. Ubade’nin iftar davetine icabet ederek ona misafir oldu. Sa’d da (r.a) kendisine ekmek ve zeytinyağı ikram etti. Allah’ın Nebisi (s.a.v) bunları yedikten sonra onlara şöyle dua etti: “Yanınızda oruç tutanlar oruçlarını açsın, yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize (rahmet) melekleri insin!” (Ebu Davud, Et’ime, 54)


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Fatma Demirtaş - Semerkand Aile Dergisi - Sayı 164 s.34



nizami hayat logo