Allah Rasulü’nün Bayram Günleri
Rasul-i Kibriya Efendimiz (s.a.v) Ramazan Bayramı gecesini ibadetle geçirir, bayram namazından önce gusül abdesti alır, özel elbise giyer, fıtır sadakasını verir; fakirleri, çocukları sevindirir, hurma gibi tatlı bir şeyler yer ve namaza giderken tekbir getirirdi. Akabinde bayram namazını kıldırır, hutbe verip Müslümanlara nasihat ve dua eder; onları muhtaçlara yardımcı olmaya, sadaka vermeye teşvik ederdi. Ayrıca bayram namazına farklı yollardan gidip gelirdi.
Fahr-i Kainat Efendimiz bayram günü Müslümanları tebrik ederdi, kadın ve çocukların hayır, ilim ve dua meclislerinde bulunmalarını tavsiye ederdi. Müslümanların mescitte gösteri düzenlemesine, bunu seyretmelerine, eğlenmelerine ve çocukların şarkı söylemelerine müsaade ederdi. Kendisi de bunları ailesi ile birlikte seyrederdi. Ebu Ümame (r.a) şöyle rivayet eder: “Kim sevabını Allah’tan umarak (ve sırf O’nun rızası için) Ramazan ve Kurban Bayramı’nın iki gecesini ibadetle ihya ederse, kalplerin öldüğü o gün onun kalbi ölmeyecektir.” (İbn Mace, Sıyam, 68)
Efendimizin (s.a.v) Bayram Namazından Önce Yaptıkları
Fakih b. Sa‘d (r.a) anlatıyor: “Allah Rasulü (s.a.v) cuma ve bayram günleri mutlaka gusül abdesti alırdı.” (Ahmed b. Hambel, Müsned, 4/79)
Cabir b. Abdullah (r.a) şöyle nakleder: “Allah Rasulü’nün (s.a.v) iki bayram ve cuma günlerinde giydiği bir cübbesi vardı.” (İbn Huzeyme, Sahih, 3/132)
Büreyde b. Husayb (r.a) şöyle rivayet eder: “Allah Rasulü (s.a.v) Ramazan Bayramı günü bir şey yemedikçe bayram namazına çıkmazdı ve Kurban Bayramı günü bayram namazından dönmedikçe bir şey yemezdi.” (İbn Mace, Sıyam, 49)
Enes b. Malik (r.a) rivayet ediyor: “Peygamber (s.a.v) tek sayıda hurma yemedikçe Ramazan Bayramı günü bayram namazına çıkmazdı.” (Buhari, İydeyn, 4)
Ümmü Atiyye (r.a) şöyle anlatır: “Biz kadınlara, bayram günü musallaya (bayram namazı kılınan geniş yere) çıkmamız emredilirdi. Hatta biz bu emir dolayısıyla bulundukları ev köşelerinden bakire kızları namazgaha, hayızlı kadınları dahi ayrı bir yere çıkarırdık. Kadınlar erkeklerin arka tarafında olurlar, onların tekbir getirmelerine uyup (sessizce) tekbir getirirler ve onların dualarıyla dua ederlerdi. Onlar bu bayram gününün bereketini ve paklığını (yani günahlardan temizlenmeyi) umut ederlerdi.” (Buhari, İdeyn, 12)
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Fatma Demirtaş - Semerkand Aile Dergisi - Sayı 165 s.43