Görüş Bildir

Zemzemin Hürmetine İşlenen Zevraklar

Zevrak nedir. Zemzem sürahisi. İşlenmiş gümüş sürahi.

Rasulullah’ın (aleyhi’s-salatu ve’s-selam), “Allah, İsmail’in annesine rahmet etsin. Eğer suyun önünü kapamasaydı, (…) şırıl şırıl akıp giden bir ırmak olurdu” (Buhari, Müsakat, 10) hadis-i şerifinde bahsi geçen su, zemzemdir. Dinimizde mukaddes kabul edilen zemzem, Mescid-i Haram’ın güneydoğusunda ve Hacerü’l- Esved’in tam karşısında bulunan kuyudan çıkmaktadır. Önceleri toprak üzerinde akan bir kaynak iken Hz. İbrahim (aleyhisselam) tarafından kuyu haline getirilmiştir. Mekke halkından olan Cürhümoğulları’nın Mekke’den çıkmasından sonra kaybolan bu kuyu, Rasulullah’ın dedesi Abdülmuttalib tarafından yeniden ortaya çıkarılmıştır.

Rivayetlere göre Rasul-i Ekrem’in 4 ve 12 yaşlarındayken, Miraç Gecesi’nde ve peygamberlikle vazifelendirildiğinde olmak üzere dört kez göğsü yarılarak kalbi zemzem ile yıkanmıştır. Bu da zemzemin bereket ve şifa vesilesi üstün bir su olduğunun delili kabul edilerek, Müslümanlar nazarında mühim bir yer edinmesine sebep olmuştur.
 

Mekke’den Dünyaya Taşındı


Peygamber Efendimiz (aleyhi’ssalatu ve’s-selam) Veda haccında ve Makam-ı İbrahim’de namaz kıldıktan sonra zemzem içtiği için, bu amel hac ve umre yapan müminler arasında da yaygınlaştı. Bununla birlikte Rasulullah Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) zemzemle alakalı tavsiyeleri Müslümanları bu kıymetli suyu yanlarında memleketlerine götürmeye, diğer Müslümanlara ikram ve hediye etmeye sevk etti. Böylece zemzemin başka coğrafyalara taşınması söz konusu oldu.

Sahabe-i kiramdan Mısır kökenli Ebu Rafi’nin (radiyallahu anh) Mekke’de zemzem kuyusunun yanına zemzem içimini kolaylaştırmak maksadıyla koyduğu ağaçtan oyulmuş su tasları, bilinen en eski zemzem kaplarıdır. Ağaç oyuğu su taslarının yanı sıra zemzemi taşımak ve saklamak için farklı materyaller de kullanıldı. Lakin zemzem suyunu uzak beldelere taşımak yine de kolay değildi. Zemzemin hem temiz kalmasını sağlayacak hem de sıcak yaz günlerinde, yolculuklar esnasında buharlaşmasını önleyecek dayanıklı ve yalıtımlı kaplara ihtiyaç vardı. Bu nedenle tekli şişe veya şişe formlu özel kaplar yapıldı. Bunlar, Mekke’de “zevrak” denilen cam veya porselen şişe ve sürahilerden ibaretti. Estetik görünüşlü ama kolay kırılan zevraklar, 18. ve 19. asırda özel olarak Çin’de üretiliyor, Hindistan yoluyla Mekke’ye gönderiliyordu. Böylece Mekke’de hac veya umresini tamamlayan Müslümanlar tarafından satın alınan zevraklar, zemzem suyu ile doldurulup teberrüken memleketlerine götürülüyordu.
 

Zevrak Osmanlı’da Zemzemiyye Oldu


Zevraklar, zemzem suyu ile öylesine bütünleşen bir eşya haline geldi ki Kabe-i Muazzama’yı tasvir eden el yazmalarında ve işlemeli Kabe örtülerinde zemzem suyunun yeri gösterilirken zevrak formu bir imge olarak kullanıldı. Bu etkiyle bilumum Müslüman coğrafya gibi Osmanlı’da da zemzem suyunu taşımak, saklamak ve ikram etmek için zevrak kullanıldı. Bununla birlikte Osmanlı’da zemzem kaplarına zevrak haricinde zemzemlik ve zemzemiyye de denildi. Zevrak tabiri daha ziyade Osmanlı döneminde hacılara zemzem dağıtan görevlilere yollanan hediyeleri bildiren mektuba denildi.

Şişkin gövdeli, uzun boyunlu, dışa doğru boğumlu bir ağza sahip zemzemlikler ortalama bir litrelik hacme sahipti. Şişelerin üzerindeki dekorlar çoğunlukla sır altına kobalt mavisiyle bezenmiş; su kenarında ağaç, çiçek, ev, kayık, nehir, dağ ve tepe gibi tabiat tasvirlerinden oluşuyordu.

Mekke’de doldurulan porselen zemzem şişelerinin ağızları, suyun dökülmesini önlemek için iple sarılıp kırmızı mumla mühürlenirdi. Mühürlerin üzerinde ise zemzemin dağıtımından sorumlu kişinin ismi yazardı. Bundan maksat, zemzemin başka sularla karışmasını önlemek ve zemzem sakaları veya Mekke’deki şeyhler tarafından doldurulduğunun belirtilmesidir. Zemzemin bazen tulumlarla İstanbul’a getirilip dağıtımının yapıldığı da olmuştur.

Günümüze ulaşan örnekleri Topkapı Sarayında bulunan zemzemiyyelerin bazısının üzerinde zarif tezyinlerle bezenmiş pirinç, bakır ve gümüşten kapak vardır. Padişaha veya devlet erkanına hediye edildiği düşünülen bu zemzem şişelerinin üzerinde doğa tasvirlerinden başka hayvan figürlerine de yer verilmiştir.

Törenle zemzem suyu ile yıkanan Hırka-i Saadet için de zemzemlikler kullanılırdı. Eteği zemzem suyuna batırılan Hırka-i Saadet, Kur’an-ı Kerim ve salat-ü selam okunarak bir süre leğende bekletilirdi. Zemzemden çıkarılınca amber dumanıyla tütsülenerek kurutulurdu. Hırka-i Saadet’in yıkandığı suyun bir kısmı zemzemiyyelere doldurularak önemli kişilere armağan edilirdi. Kalan zemzem suyu ise şifa niyetiyle hastalara içirilmek üzere dağıtılırdı. Ne var ki bu uygulama bazı dolandırıcıların çeşme sularını “Hırka-i Saadet suyu” diye satmasına sebep olunca, II. Mahmut döneminde kaldırıldı. Hırka-i Saadet, destimal denilen mendiller ile ziyaret edilmeye başlandı.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:209 s.12



nizami hayat logo