Görüş Bildir

Yaş Almanın Getirisi Hissizlik Mi?

Yaşlanmak ve hissizlik. Yaş almaya başlayınca gelen hissizlik duygusu.


SORU:

42 yaşındayım. Evliyim, çocuklarım var. Hayatımız herkesinki gibi normal akıyor. Ancak son zamanlarda tanımlaması zor bir hal içindeyim. Yani iyi desem iyi değil, kötü desem kötü değil. Nasıl tarif etsem, yaşadığım güzel şeylerde eskisi kadar mutlu olmuyorum. Kötü durumlarda da eskisi kadar üzülüp yıpranmıyorum. Bu aslında bir başkası için ideal olan noktadır belki ama ben hissizleştiğimi düşünüyorum. Hani bir kul başına bir iş geldiğinde ya şükreder yahut da bilerek ya da bilmeyerek isyan eder ya Rabbine… Bende bu da olmuyor. İstemediğim bir şey yaşadığımda içimde isyan görmüyorum ama o olumsuz şeyin değişmesini istemek de dualarımda bile aklıma gelmiyor. Bu hal acaba yaş almanın getirisi mi yoksa bilmediğim bir problemin sonucu mu?


CEVAP:

Yaşımız ve deneyimimiz arttıkça daha önce yaşadığımız durumlara farklı ve bazen daha az tepki vermemiz gayet normaldir. Çocukluğumuzda ve gençliğimizde yaşadığımız deneyimlerin çoğu yenidir. Yaş ilerledikçe aynı deneyimler yine yoğun duygular oluştursa bile bu duyguları ya da var olan durumu yönetmeyi öğrenmiş olabilirsiniz. Hatta bazen önceden kendinizin ne yapacağını bile tahmin edebiliyorsunuzdur. Hiç orta yaşta bir insan kar yağdığında, küçük bir çocuğun kar yağışını ilk gördüğündeki tepkiyi verebilir mi? İnsan sadece olumlu değil, olumsuz deneyimlerden de öğrenebilir. Bazen düştüğünüz yerler de ilk düşüşünüz kadar acıtmaz.

Bunun bir problem olup olmadığının cevabı aslında sizin hayatınızın işlevselliğini nasıl etkilediğiyle ilgilidir. Bu durum ilişkilerinizde, işinizde ve dünyanızda sorunlara neden oluyor mu? Bu durumu değiştirmek sizin için daha mı iyi olurdu? Eskisi gibi tepkiler vermeyi mi tercih ederdiniz? Yaşadığınız hissizliğin sizin için ne iyi ne kötü olduğunu yazıyorsunuz. Peki, iyi olmanın tanımı sizin için ne olurdu? Nasıl hissetmek isterdiniz?

Unutmayın, duyguları yönetmenin anahtarı biraz da düşüncelerinizi ve davranışlarınızı yönetmektir. Bazen yaşanılan deneyimler, doğru baş etme yöntemlerini öğreterek bizi daha güçlü hale getirirken bazen de o duygulardan korkup içeri atmaya, onlardan kaçınmaya yönlendirir.

Hissizlik hissederken ne düşündüğünüzü araştırın. “Hissizlik” diye tanımladığınız durumun altını kazıyın. Bu hissizlik size yaşam deneyimlerinizle birlikte ortaya çıkmış bir güç gibi mi geliyor, yoksa eşeledikçe çaresizlik, yenilmişlik gibi başka duyguları, “Zaten hiçbir şey değişmez” gibi düşünceleri örten bir örtü gibi mi? Tevekkül mü, yoksa çaresizlik mi? Eğer bu hissizlik ilişkilerinizde ve kendinizi ifade etmenizde zorluklara yol açıyor, verimliliğinizi azaltıyor, yapılan işler zevk vermiyorsa; yanına uykusuzluk, boşluk duygusu, cansızlık, daha önceden yapılan aktivitelere ilgi duymama, içe çekilme, çaresizlik ve değersizlik gibi belirtiler eşlik ediyorsa en kısa zamanda bir ruh sağlığı uzmanına başvurmalısınız.

Yaşadığınız durum hayatınıza herhangi bir olumsuzluk olarak yansımıyorsa ancak eski yoğun duygularınızı özlüyorsanız, günlük rutininize merak ve yenilik getirecek faaliyetler eklemeyi deneyebilir ya da bu yeni özelliğinizi hayatınızda daha iyi nasıl kullanabileceğinizi planlayabilirsiniz. Bu durumu lehine kullanan, ilişkilerinde geçmişe göre daha iyi sınırlar koyabilen ve duygularını yönetebildiği için enerjisini yaşam doyumunu arttırmaya odaklayan yetişkinlerden de deneyimlerini paylaşmalarını isteyebilirsiniz.

Tanımlayamadığınızı söylediğiniz halle ilgili şu ayeti sık sık hatırlamanızı öneririm, belki böylece yaşadığınız sürecin yönünü net olarak olumluya çevirebilirsiniz: “... Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 216)


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:184 s.32



nizami hayat logo