Nomofobi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Nomofobi, cep telefonu olmadan kalamama korkusu olarak tanımlanan bir bağımlılık türüdür. Teknoloji çağının yeni hastalığı olarak da değerlendirilen nomofobi sendromu, psikolojik bir rahatsızlıktır. Nomofobi, yalnızca telefonun fiziksel olarak kişinin yanında var olmasıyla da sınırlı değildir. Telefonun çekmemesi, şarjın bitmesi, internetin kesilmesi gibi farklı durumlar karşısında kaygı duymak olasıdır.
Gün geçmiyor ki cep telefonlarının yeni bir sürümü daha raflarda yerini almasın. Şaşırtan teknolojik donanımlarıyla tüketicinin başını döndüren telefonlar, keseyi ateşe verme pahasına elde edilmek isteniyor. İstediği telefonu alabilmek için yakacak cüzdanı olmayanlar ise böbreğinden vazgeçip “Hayatımın geri kalanını diyalize mahkum bir şekilde geçirebilir miyim?” hesabı yapıyor neredeyse.
Tamam, bu biraz abartı olmuş olabilir ama sorarım size şu da mı abartıdır: Dünyada özellikle California menşeli malum telefon markasının yeni çıkan telefonuna “en en önce” sahip olabilmek için mağazanın önünde geceden çadırlarıyla sıraya girmiş insanların oluşturduğu kuyruk mesela. “Yahu bunlar deli bir tayfa, istisna” diyorsanız bize daha yakın bir örnek vereyim. Kapılarda yatmasa da yeni telefonunu efendice alan bir insan düşünün. Halanızın oğlu olabilir bu kişi mesela. Haline tavrına dikkat edin. Mazallah bir kazaya kurban gitmesin diye telefonunu gözünden sakınır. Telefonunu çok sever, arkadaşı beller. Onu gezmelere götürür. Yanlışlıkla pantolonun cebine koyup bir yere otursa da “çıt” sesini duysa “Olamaz! İnşaallah bu ses belimden gelmiştir!” der. Neyseki telefonu arka cebine değil gömlek cebine koymuştur tam kalbinin üstüne.
Cep telefonları sadece yeni sürümleriyle insanı derde koymuyor, yıllarca elimizde eskiyen telefonların başına bir iş gelir mi diye de korkuyoruz çünkü pek çoğumuz telefonlarımıza bağımlıyız. Telefondan mahrum kalma korkusu olarak tanımlanan bu bağımlılık literatürde “nomofobi” olarak geçiyor ve en çok gençlerde görülüyor.
“Gençlerin sorunu tabii, bizde problem yok” diyorsanız biraz daha düşünmenizi istirham ederim. Telefonunuz sürekli elinizdeyse veya ara ara telefonu açıp bakma alışkanlığınız varsa siz de nomofobik olabilirsiniz. “Telefon iş gereği 7/24 elimde, bir zararını görmedim” diyerek bu bağımlılığı önemsiz görmeyin, zira fark ettirmeden insanı bağımlı yapan bir tarafı var bu teknoloji harikasının.
Nomofobi Belirtileri Nelerdir?
Nobofobikler telefondan oyunlar oynayıp, sosyal ağlarda takılıp saatleri devirerek çeşitli hobiler edindiğini düşünebilir. Hatta bazısı için tek hobi telefonla vakit geçirmek olabilir. O kadar bütün olur ki telefonuyla, cihazın şarjı bitince “şarjım bitti” der. Telefonu şarja taktığında modu yükselir, şarj etme imkanı yoksa eli ayağı neredeyse birbirine dolanır. Bir aksilik olur da telefonu kapanırsa, dünyası da ekranla birlikte kararır. Bu yüzden şarj aletiyle beraber gezmeye başlar. Yüz yüze iletişimi sıkıntılı da olsa, aslında çok çekingen ve sıkılgan bir yapıya da sahip olsa, sosyal medyada son derece aktif olur. İnternet olmayan arkadaş ortamlarında gerilir hatta hal ve tavırlarıyla “Helvamı kavurma zamanı geldi” mesajı verir etrafa.
Nomofobisi olan kişiler bu durumları yaşıyor. Biz de internetsiz bir yerde oturamıyorsak, telefonumuzdan bir an bile ayrılamıyorsak, sürekli yerinde mi değil mi diye yokluyorsak dikkat, nomofobi bizde de başlamış olabilir.
Nomofobi Tedavisi: Gerçek Hayatı Yaşamak
Hayatımızı dijital ekranlara sığdırıp bir avuç suda boğulmak yerine başımızı kaldırıp sahip olduğumuz gerçek güzelliklere odaklanmak bu hastalığın tek tedavisi. Sosyal hayatımızı aktifleştirerek cihazımıza olan bağımlılıktan kurtulabiliriz. Bunun için de priz başında telefonla beraber şarj olmak yerine ailemizle daha çok vakit geçirip gerçek sohbetlerle huzur bulmaya gayret etmeliyiz. Telefonu önce gönlümüzden, sonra da gözümüzden uzak yerlere kaldırmalıyız. Ailemizle, dostlarımızla vakit geçirirken bildirim seslerini kapatıp, sadece önemli mesajlara cevap vermeliyiz. Hatta telefon ekranına uzun bir şifre koymak da caydırıcı olabilir. Yemek yerken, uyumaya giderken, biriyle konuşurken, akşam aile muhabbetleri esnasında telefonu elimize almamayı adet edinirsek, o sıcacık sofralardan neleri kaçırmak üzere olduğumuzu daha iyi anlarız.
Bu arada bağımlılık durumunu kabul etmekte zorlanırsak uzman kişilerden destek de alabiliriz. Ne yapıp ne edip teşhisimizi erken koyalım, akıllı telefonlarımızı bağımlı olmayacak şekilde kullanalım.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Büşra Argum - Semerkand Aile Dergisi Sayı:176 s.16