Muharremiye Zamanı

Biz Müslümanlar günlük yaşamımızda hicri takvime sık sık başvururuz. Üç aylarımız, bayramlarımız, kandillerimiz, eyyam-ı bıyd oruçlarımız, zekatımız hep hicri takvime göredir. Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem, bu başlıklar hakkında çocuklarda farkındalık oluşturmak bakımından güzel bir fırsattır. Bununla beraber bu fırsatın Noel’e öykünür biçimde kutlamalara konu olması son derece üzücüdür.
Esasında tarihi süreçte İslam coğrafyasında yeni bir senenin gelişini kutlamaya dair şaşaalı adetler görmüyoruz. Peygamber Efendimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) zamanında da ay takvimi kullanılıyordu. Hicretin birinci yıl olarak belirlenip takvimin buna göre düzenlenmesi ise Hz. Ömer’in (radiyallahu anh) halifeliği zamanında olmuştur. Dolayısıyla hicri yılbaşı adı altında Muharrem ayının ilk gününe özel herhangi bir etkinliğe Peygamber Efendimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) zamanında rastlamıyoruz. Sonraki dönemlerde de gelenek haline gelmiş uygulamalar olup olmadığı belirsiz.
Ancak miladi 19. ve hicri 13. asırdan itibaren Osmanlı sarayında Muharrem ayının ilk gününe özel, yılbaşı tebriği mahiyetindeki şiirlerin padişaha sunulduğu ve bunlara “Muharremiyye” adı verildiği bilinmektedir. Padişahın da bu şiirlere hediyeler ile karşılık verdiği kaydedilmiştir. Aynı zamanda Muharrem ayı girince İstanbul’daki kimi tekkelere padişah tarafından ihsanlarda bulunulduğu kayıtlara geçmiştir. Sonradan padişahın ve eşraftan kimselerin hicri senenin başında dağıttığı hediyelere de Muharremiyye dendiği söylenmektedir. Oldukça geç sayılacak bir dönemde ortaya çıkan bu uygulama, bugünkü anlamıyla bir yılbaşı kutlamasından çok; mevki ve makam sahiplerinin hayır hasenata vesile saydıkları bir alışkanlık gibi görünmektedir.
Hediyenin Amacı
Biz de hicri yılbaşını eşimize, dostumuza ikram etme ve dua edip dua alma vesilesi olarak görüp, çocuklarımıza bu şekilde yansıtıp yaşatabiliriz. Onlar için hazırladığımız harçlık veya hediyeleri “Muharremiyye” adıyla onlara vererek bunu evimizde bir gelenek haline getirebiliriz.
Burada asıl önemli olan ise hediyenin amacını çocuklara aktarabilmektir. Mesela yeni bir seneye birilerinin gönlünü hoş ederek, onların hayır dualarını alarak girmenin sevabını umduğumuzdan bahsedebiliriz. Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) hediyeleşmeyi ne kadar sevdiğine, bizim de bu sünneti yaşamak için her fırsatı kolladığımıza değinebiliriz. Hatta aynı maksatla çocukları da hediyeleşmeye teşvik edebiliriz.
Tüm bunları yaparken gösterişe ve israfa kaçmadan, İslam’ın ruhuna uygun tavırda bulunmaya özen göstermeliyiz. Herkesçe malum olduğu üzere günümüzde her özel gün bu bakımdan istismar edilmeye açık durumda. Çocuklara hicri takvimi tanıtmak ve onu nasıl kullandığımızı anlatmak isterken yaptığımız iş kolayca, bu amaca hizmet etmeyen ve yalnızca nefsimizi eğlendirmeye yarayan organizasyonlara dönüşebilir.
Elbette çocuklarımıza her yeni senenin başında hayata geçirmek üzere kazandırabileceğimiz güzel bir alışkanlık da hayırlı işlere niyet etmektir. Hicri senenin başında o sene kaç hatim indireceklerini, kaç yetime el uzatacaklarını planlayıp konuşan aile büyükleri çocuğa ömür boyu izini süreceği bir ufuk verecektir. Zamanın öylesine akıp giden bir şey olmadığı, insan için değerlendirilmesi gereken bir nimet olduğu fikri, çocuğun zihninde söylemle değil, bu türden örnekliklerle yer edinecektir.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:214 s.28