Görüş Bildir

Masallar Ne Anlatır?

Masallar ne anlatır. Masal dünyası. Edebiyatta masallar. Geçmişten günümüze masallar.

Geçmişten günümüze, nesilden nesile aktarma yoluyla gelen halk anlatılarıdır masallar. Bilinmeyen bir zamanda, bilinmeyen bir yerde; insanların, hayvanların ya da olağanüstü olarak ifade edilen cin, peri, dev gibi varlıkların başlarından geçen yine olağanüstü hikayelerdir. Zaten bir varmış, bir yokmuş diye başlayıp evvel zaman içinde diyerek devam etmez mi masallar? Anlattıklarına inandırma gibi bir gayesi de yoktur bu hikayelerin. Zamanında masal kelimesiyle aynı manada kullanılan “mesel” kelimesi de atalardan gelen ve onların gözlem ve tecrübelerini öğüt ve hüküm içerecek biçimde yansıtan anonim mahiyetteki özdeyiş olarak geçmekledir.

Masallar halk arasında kıskançlık, haset, tembellik, yalan söyleme gibi tutumlara sahip kişileri rencide etmeden anlattıklarıyla eğlendirirken düşündürüp eğitmeyi de amaçlamaktadır. Sembolik bir dili vardır ve böylece kimi zaman söyleyemeyenlerin dili, söylenemeyenlerin ifadesi olmuştur.
 

Masal Masal İçinde, Dünya Masal İçinde


İmkansızlıkların olmadığı bir dünyadır masal dünyası. Hayal edilebilen olası ve olağanüstü her şeyin olabildiği bir dünyadır. Bir uçan halıya binip dünyayı dolaşabilirsiniz. Hayvanlarla konuşup dertleşebilirsiniz. Göğün yedi kat üstüne çıkabilir, yerin yedi kat altına inebilirsiniz. Devlerle savaşır, cinlerle karşılaşır, Kaf Dağı’nı aşar ama nihayetinde ab-ı hayata ulaşırsınız. Kahramanlar da olağanüstü güçlere sahiptir. Kimi zaman kıskançlık, kimi zaman çekememezlik, kimi zaman tembellik, kimi zaman boş vermişlik yerilir kötü karakterlerle ve öğütler verilir sembol diliyle “böyle olmayın” diye. Doğruluk, dürüstlük, merhamet, sevgi, büyüklere hürmet övülür yine sembol diliyle. İyilerin, doğruların daima kazandığı ve mükafatlandırıldığı bir dünyadır masal dünyası. Böylece doğruluğun kısa sürede kaybeder gibi olsa da önünde sonunda kazanacağı duygusu işlenir. Doğruluktan ayrılmayanların yardımcısı da aksakallı dede, pir, Hz. Hızır gibi şahsiyetlerdir. Bu kişiler masal kahramanına kendi içsel yolculuğunda da yol gösterir, önündeki engelleri aşmasında yardımcı olurlar. Böylece toplumun bir aynası olur masallar.

Kimi zaman bir garip Keloğlan’dır masal kahramanı. Hayata garip gelmiş ve hayattan garip gidecek, hayata hep yeni bir şeyler öğrenme şaşkınlık ve merakıyla bakan bir Keloğlan. Şaşar kalır bu dünyanın işlerine. Yollara çıkar, türlü tehlikelerle karşılaşır ama azimlidir, kararlıdır, tedbirlidir, mücadelecidir. Keldir, gariptir, fakirdir ama doğru, dürüst, çalışkandır ve masalın sonunda padişahın damadı olur. Bu yollarda hem korku yaşar hem de ümitlidir, korkuyla ümit arasında olması gereken bir mümin gibi. Böylece insanın bir aynası olur masallar.
 

Kıssadan Hisse ile Öğrenme


Masallar doğruluk, dürüstlük gibi evrensel değerlere vurgu yapmakla birlikte içinde hayal edilip üretildiği kültürün inançlarının, gelenek göreneklerinin, değerlerinin ve serüveninin de bir yansımasıdır. Milletlerin psiko-sosyal ve ekonomik kodlarıdır adeta ve sözlü kültürün daha ziyade hakim olduğu toplumlarda ehemmiyetli bir eğitim aracıdır.

Kıssadan hisse, aslında insanı en iyi tanıyan Allah Teala’nın öğretisidir zira Allah Teala, kelamı Kur’an-ı Kerim’de insana insanı kıssalarla anlatır. Kur’an-ı Kerim’de okuduğumuz geçmiş kavimlerin kıssaları ders ve ibret almamız için anlatılmaktadır. Masallar da dini metinler ve kıssalardan oldukça istifade etmiştir. Doğu edebiyatında bu kültürün yansıması olarak kıssadan hisse ve hikmet ağırlık kazanmaktadır. Batı’da edebi eser ön plandayken Doğu’da edebi eserin insanlara ve topluma verecekleri daha ön planda tutulmuştur. Bu durumda ilahi kitapların anlatımından gelen kültür etkili olmuştur. Cemil Meriç, “Avrupa’da masal için önemli olan hikayenin kendisidir. Oysa Doğu kültüründe masaldan çıkarılacak ders esastır” demiştir. Masala bu şekilde kıssadan hisse anlamında bakıldığı zamanlarda masallar yalnızca çocuklar için değil, büyükler için de anlatılmıştır. Hanlarda, kıraathanelerde, konaklarda, yolculuklarda hep masallar anlatılır. Böylece masallar kadim kültürümüzde hayatı tanzim eden bir yere sahiptir. Kıssadan hisse yoluyla halkı gözetmek, adaletli ve haktan yana tavır sergilemek, gösteriş ve ihtişama önem vermemek gibi hususlarda özellikle yönetici sınıfa dersler verilmekte; bu suretle merhamet, vicdan, adalet, cömertlik, sadakat gibi konular masallarda geniş yer almaktadır.
 

Bir Çocuğun Elinden Tutar Gibi…


Günümüzde masal deyince akla çocuklar gelir. Önünde pek çok yol akıveren; doğru yolu bulması, kendini, hayatı tanıması gereken, elinden tutulması gereken çocuklar. Bir masal anlattığımızda o masalla hayata doğru bir yolculuğa çıkar çocuk. Masal kahramanıyla özdeşlik kurar, onunla yollara çıkar. Azim ve kararlılıkla zorluklarla mücadele eder. Böylece hayata hazırlanır.

Masalla çıktığı yolda muhakkak annesinin babasının elini öpüp rızasını almalıdır, almazsa başına türlü türlü kaza bela gelir. Yine çıktığı bu yolda karşısına çıkan büyüklerin de sözlerine kulak vermelidir. Böylece Türk kültüründeki büyüğe hürmet, akıl danışmak ve büyüklerin tecrübelerinden istifade etmek değerleri çocuğa masal yoluyla verilir. Bu değerlerimiz masalların yanında efsane, destan, halk hikayeleri gibi ürünlerde de karşımıza çıkmaktadır.

Bir büyüğünden masal dinleyen çocuk hayatı dinler, içine doğduğu dünyayı dinler. Masallar acı olayları, zorlukları bir macera içinde tatlı tatlı anlattığından doğru davranışları ve hayatın getirebileceklerini bilincine yerleştirir. Sonu mutlu biten masallarla hayata umutlu bakar.

Masalların çocuklara bir diğer katkısı da anadili geliştirmesidir. Çocuğa masal anlatmak ya da okumak çocuğun dil öğrenme sürecine olumlu katkı sunmakta, masal dinleyerek büyüyen çocuklar anadilini daha çabuk öğrenmekte, kelime hazneleri de diğer çocuklara göre daha zengin olmaktadır. Yine masal dinleyerek büyüyen çocukların kitap okumaya istek ve şevkleri de daha fazla olmaktadır.
 

Masallar, Değerler


Masallar adeta toplumun değerler haritası, içinde üretildiği toplumun bir yansıması, hafızasıdır. Geçmişten günümüze kültürün aktarılmasındaki yollardan biridir. Bu aktarımı da sevdirerek, merak ettirerek, heyecan vererek yapan bir araçtır. Değerler ve kültür maddi olmaktan ziyade manevi bir iklim alanıdır. Bu sebeple edebiyat ve sanat yoluyla yapılan bu aktarım vicdana, kalbe hitap etmesi açısından çok daha etkili olmaktadır.

Bir varmış bir yokmuş; hepimiz bir bakmışız varız, bir bakmışız yokuz.

Göz açıp kapayana kadar sır olmuşuz.

Peki, sır olana kadar nasıl bir hikaye yazmışız?

Yolumuzun sonu nereye varmış?

Masalımızın sonu nasıl bitmiş?


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Zehra Korkmaz - Semerkand Aile Dergisi Sayı:208 s.40



nizami hayat logo