Görüş Bildir

Hiperaktif Çocuklar Anaokulunda Nasıl Anlaşılıyor?

Anaokulunun en büyük faydalarından biri dikkat eksikliği, hiperaktivite ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken farkedilmesidir.

Anaokulunun en büyük faydalarından biri dikkat eksikliği, hiperaktivite ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken farkedilmesi ve okula başlamadan gerekli tedbirlerin alınmasına fırsat vermesidir. Bu tür sorunları olup anaokuluna giden çocukların gitmeyenlere oranla ilkokulda çok daha uyumlu ve başarılı oldukları kabul edilmiş bir gerçek. Zira çocuğu hiperaktif olan anne babalar çocuklarının gelişim alanlarını dikkatle takip edebilecek, çocuklarının yaşadıkları sıkıntıları çözebilecek bilgi, beceri ve zamana sahip olamıyor.

Çocukta dikkat sorunu özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelmektedir. Anaokulu ortamındaki tipik hiperaktif çocukların özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

  • Okul öncesi dönemde her şeyden çabuk bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı ya da o oyuncaklarla bir daha hiç oynamamayı tercih ederler. 

  • Öğrenmeye karşı ilgisizdirler. 

  • Etkinlik yapmayı sevmez, faaliyet ve ödevlerini anne/baba ve öğretmenin zoruyla yaparlar. 

  • Masanın başına oturamaz, otursalar da çeşitli bahaneler bularak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. 

  • Üzerlerine aldıkları işi bitirmekte sürekli zorlanır, bir işi bitirmeden diğerine geçerler.

  • Kendileriyle konuşulduğunda sanki dinlemiyormuş görüntüsü verirler, yönergeleri birkaç defa söylendikten sonra yerine getirirler.

Anaokulu, hiperaktif öğrencinin enerjisinin nasıl daha olumlu yönlendirilebileceğine aile ve okul olarak neler yapılabileceğine karar verir.



Anaokulu Bu Çocuklara Ne Yapabilir?


Anaokulu, hiperaktif öğrencinin enerjisinin nasıl daha olumlu yönlendirilebileceğine ve otokontrol konusunda çocuğun sınırlarının öğrenilip aile ve okul olarak neler yapılabileceğine karar verir. Sınıf öğretmenleri, branş öğretmenleri ve rehberlik biriminin birlikte yaptığı değerlendirmeler sonucunda çocukta yaşanan problemler veli ile paylaşılır ve aile uzmana yönlendirilir. Böylece uzman, aile ve okul arasında yapılacak iş birliği ile çocuk için faydalı bir adım atılmış olur.

Bunun yanı sıra öncelikle ailenin çocuktaki sorun hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor. Çünkü çocukta var olan sorunların nedenlerini başka yerlerde aramak, çözüm üretmeyi engellediği gibi yanlış yaklaşımlar sergilenmesine de neden oluyor. Çocuğun davranışlarını ya da okulla, derslerle ilgili sıkıntılarını yaramazlık, tembellik olarak yorumlayan anne babalar çocukla ilişkilerini bozacak derecede sürekli ceza verme eğiliminde olabilirler. Oysa bu çocukların cezalardan pek anlamadıkları kısa süre içinde anlaşılır. 

Uzmana giden öğrencilerin fayda görmelerinin ilk şartı, aile okul arasındaki sıkı iş birliğidir. Çünkü çocuğun yaşadığı bu sorunlar evde olduğu kadar okulda da sıkıntı yaşanmasına sebep olur. Olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumlu davranışların konulması için çeşitli destekleyici çalışmalar yapılır. Öğrenmeyle ilgili sorunların yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar ve kurallara uyma güçlüğü, aile ile okulun ortak ve sağlıklı yaklaşım ve çabalarıyla aşılabilir. Ancak unutulmamalı ki okullar tedavi merkezi değil, tedavi sürecinde öğrenciyi destekleyen, onları her yönden geliştiren bir ortamdır. 

Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Çocuk Eğitiminde İlk Adımlar - Derya Şahin



nizami hayat logo