Az Tamah Çok Ziyan Getirir

Doyumsuzluk, nefsin hastalıklarından bir hastalıktır. Terbiye edilmemiş nefis ne kadar dünyalığa sahip olursa olsun tatmin olmaz, hep daha fazlasını ister. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın, ne kadar mal biriktirirse biriktirsin yiyeceği lokma, yaşayacağı gün, alacağı nefes sayısı bellidir. Önemli olan dünya hırsına kapılmadan rızkın temini için çalışmak, geçici olana değil ebedi olana azık hazırlamaktır. Açgözlülük edip dünya hırsına kapılan kişi ahireti unutmasının yanı sıra arzu ettiği dünyalığı elde etmek için kendini yıpratır, nice eziyetlere katlanmak zorunda kalır. Sonunda istediğini elde etmiş olsa da dünya hırsının insana kaybettirdikleri kazandırdıklarından daha çok olur.
Gelin, size bir hikaye anlatayım. Hocanın biri, bir köyün kenarından geçerken köylünün birinin çamur içinde durmadan zıpladığını görür. Adama sorar: “Ey Allah’ın kulu, ne yapıyorsun öyle?” Adam şöyle der: “Ne yapayım hocam, kerpiç yapıp satacağım da çamurunu çiğniyorum. Ne yapacaksın, fani dünya işte!” Hoca sorar: “Peki, sırtına sardığın, sen zıpladıkça kabarıp inen tulum içindeki şey nedir?” “Yoğurttur hocam. Hazır zıplarken o da sırtımda yayılıp ayranıyla yağı bir tarafa ayrılsın da satayım diye düşünmüştüm. Ne yapacaksın, fani dünya işte!” der adam. Hoca, “Şu elinde eğirdiğin şey de nedir?” diye sorunca da “Bu da yündür hocam. Elim boş durmasın, eğirip de satayım diye düşünmüştüm. Ne yapacaksın fani dünya işte!” der. Hoca yine sorar: “Peki, ağzınla da bir şeyler mırıldanıyorsun galiba. Ne söylüyorsun?” Adam, “Bazı kimseler geçmişleri için bir Yasin-i Şerif okumamı istediler de, onlar için Yasin-i Şerif okuyordum. Ne yapalım hocam, fani dünyadır işte!” der.
Hoca, aynı ana dört işi birden sığdıran bu adama karşı hayretini gizleyemeyerek der ki: “Ayağınla çamur çiğniyor, aynı anda sırtındaki yoğurdu da yayıyorsun, bu yetmiyormuş gibi elinde ip eğiriyor, bir yandan da ağzınla Kur’an okuyorsun. Halbuki Kur’an okumanın da bir edebi adabı vardır. Onun için ayrı bir ihtimam gösterilmesi gerekir.
Saygı ve edeple okunması lazım gelir. Bunun neresi fani dünya? İş yapacak boş tarafın kalmamış. Dünya baki olsaydı, bundan daha fazla çalışamazdın.”
Aziz dostum, görüldüğü gibi dünya fani desek de ondan kendimizi tam olarak koparamayız. Zaten Müslüman da çalışkan olmalıdır. Ancak hırslarına hizmet için değil; infak etmek için çalışmalıdır. Dünya malı cebinde olmalı, kalbinde yer etmemelidir. Aza tamah insana çok zarar getirir. Dünya hırsı kişiyi birçok saadet ve mutluluktan uzaklaştırır. Kanaat ise geçimi kolaylaştırır, kalbe ferahlık verir. Kalbi rahat olanın bedeni de rahat olur. Allah Teala bizleri kanaat ehli olanlardan eylesin. Amin.
Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:213 s.47