Görüş Bildir

Aile İçi Çatışmaların Ergenlik Dönemine Etkisi

Aile içi çatışmalar ve ergenlik dönemi.

Gelişim psikolojisi, aileyi bir sistem olarak ele alır. Bu sistem birçok alt sistemden oluşur; örneğin tek çocuğun olduğu evlerde çocukanne, çocuk-baba, anne-baba, çocuk-anne-baba şeklinde dört alt sistem vardır ve bütün bu alt sistemler birbirleriyle etkileşim içindedirler. Yani anne, baba ve çocuklar birbirinden izole bir şekilde var olmaz. Aileyi bir sistem olarak ele alan bakış açısı, bir alt sistemdeki ilişkinin niteliğinin diğer alt sistemi etkilediğini söyler. Örneğin çocuk-anne alt sisteminin uyumlu olması çocuk-baba ya da anne-baba ilişkisine de olumlu şekilde yansır, denilir. Bu ilişkilerin hepsi birlikte, uyumlu ya da çatışmalı bir aile atmosferi oluştururlar.

Ergenlik, doğası gereği fırtınalı bir dönemdir. Bu dönem yetişkinliğe geçişte pek çok gelişimsel görevi barındırdığı için ailedeki atmosfer ergenin kişilik gelişiminde, ilişki ve davranış problemlerinde oldukça etkilidir.

Bir evde anne-baba ilişkisi uyumlu ise anne-ergen ya da baba-ergen ilişkisinin de uyumlu olması beklenir. Aynı şekilde eşler arasındaki çatışma da anne babaların ebeveynliklerini etkileyerek ergenle ilişkilerini bozabilir.

Eşler arasındaki çatışmanın ergenlere olan etkisini birkaç maddeyle açıklayabiliriz. Öncelikle evlilik çatışması ergenlerin anksiyete ve depresyon gibi içe yönelim, öfke ve saldırganlık gibi dışa yönelim problemleri yaşamalarına sebep olarak sosyal uyumunu etkiler.

Ergenler evdeki olumsuz atmosferden dolayı daha stresli olurlar, öngörülebilir bir ortamda olmadıkları için sürekli tetikte hissederler, yatkın oldukları psikopatoloji varsa risk altında olurlar.

Çatışmaya çok maruz kalan ergenler, ebeveynleri arasında yatıştırıcı bir role girebilir ya da varsa kardeşlerini korumak, onlara ebeveynlik yapmak durumunda kalabilirler. Kendini evin atmosferinden, kardeşlerinin çatışmadan korunmasından sorumlu hisseden ergen ebeveynleşmiş ergendir. Ebeveynleşerek büyüyen ergenler sonraki ilişkilerinde de sürekli sorumluluk alırlar; kendilerini geri plana atarak diğer insanların iyilik hali için gereğinden fazla fedakarlık yaparlar, ilişkide yolunda gitmeyen her şey için kendilerini sorumlu hissederler.
 

Bozulan Güven Duygusu


Ergen eğer ebeveynlerinin bir gün tartışmalarına şahit oluyor, ertesi gün ilişkilerinin normale döndüğünü görüyor, ancak çatışmayı nasıl çözdüklerine şahit olmuyorsa hem çatışma çözmeyi öğrenemez hem de “duygusal güvenliği” bozulmuş olur. Yani ergenin dünyanın güvenilir bir yer olduğuna ilişkin algısı tehdit edilmiş olur. Korunma, güvenlik ve emniyet; ergenin ailede karşılaması gereken duygusal ihtiyaçlardır. Anne-baba çatışmasının sık ve şiddetli olması, ne zaman ortaya çıkacağının ve nasıl çözümlendiğinin bilinmemesi ergenlerin güvensiz hissetmesine neden olur. Evde çatışmaya sık maruz kalan ergenler çatışmaya daha fazla tepki vermeye başlayabilirler, bu da onları çatışmaya karşı daha kırılgan hale getirebilir. Öyle ki sosyal ilişkilerinde reddedilme, eleştirilme ya da ufak anlaşmazlıklara bile tahammül edemez hale gelirler.

Ayrıca ergenler evdeki çatışmalı ilişkiyi modelleyebilir, akranlarıyla kurdukları iletişimde daha az toleranslı ve fazla öfkeli olabilirler. Bunlar ergenin sosyal ortamlarda dışlanmasına, akran zorbalığına ve uyum problemi yaşamalarına neden olur.

Ergenlik döneminde annebabaların daha geri planda olduğunu, ergenlerin ailelerinden çok akranlarıyla iletişim kurduklarını daha önceki yazılarımızda söylemiştik. Annebabası sürekli çatışma yaşayan ergen, ailesinden daha fazla uzaklaşabilir, riskli arkadaşlıklara yönelebilir, kötü alışkanlıklar edinebilirler.
 

Ailede Hiç Mi Tartışma Yaşanmaz?


Eşler arasında uyumlu bir ilişkinin olması, çiftlerin hiç anlaşmazlık yaşamaması anlamına gelmez. Uyumlu çiftler, yaşadıkları çatışmayı olabildiğince yapıcı yollarla çözmeye çalışırlar. Anlaşamadıkları konuları birlikte konuşarak, işbirliği içinde sorunları çözmeye çalışan, birbirlerine karşı kırıcı sözler ve düşmanca tavırlar sergilemeyen çiftler ergenlere çatışmanın olağan bir durum olduğunu, çatışmaların yapıcı bir yolla da çözülebileceğini gösterir ve ergenin “duygusal güvenlik” algısını zedelemez.

Ebeveynler arasında ne kadar anlaşmazlık da olsa, ergenlerin evlerini güvenli bir liman olarak algılamaları onlar için çok temel bir ihtiyaçtır. Bu yüzden ailelerin yıkıcı değil yapıcı çatışma çözüm yollarına yönelmeleri, öfke kontrolü ve etkili iletişim yollarını öğrenmeleri son derece önemlidir.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:213 s.20



nizami hayat logo