Görüş Bildir

Aile, Allah’ın En Güzel Emanetidir

Aile Allah’ın emanetidir. Eş ve çocuklar Allah’ın emanetidir. Allah’ın emaneti aileye nasıl sahip çıkabiliriz.

Yüce Rabbimiz, mallarımızın ve çocuklarımızın bizim için bir imtihan vesilesi olduğunu haber vermiştir (Enfal, 28). Allah Teala’nın dünya hayatında bize bahşettiği mallar, eşler ve çocuklar O’nun birer emanetidir. Bize bir kimse emanet verdiği zaman vakti gelince onu bizden geri ister. Onu muhafaza edip etmediğimize bakar. Emanete sahip çıkmışsak bize teşekkür eder. Şayet emanete hıyanetlik edip sahip çıkmadıysak bunun hesabını bize sorar. Emanetin sahibi Hak Teala olduğuna göre, verdiği emanetlere riayet edip etmediğimiz, sahip çıkıp çıkmadığımız kuşkusuz kıyamet günü bize sorulacaktır.

Peki, Rabbimizin bize lütfettiği eş ve evlat emanetine nasıl sahip çıkabiliriz? Bunun cevabını yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatü ve’sselam) sünnetinde bulabiliriz. Çünkü Allah Teala, Sevgili Peygamberimizi müminlere en güzel örnek olarak göndermiş (Ahzab, 21) ve kendisine inen vahyi, ilim ve hikmeti öğretmekle vazifelendirmiştir (Al-i İmran, 164). Bize düşen görev ise bize gönderilen Rabbimizin kelamını, Rasulü’nün (aleyhi’ssalatü ve’s-selam) sünnetini en iyi şekilde öğrenmektir. Bu hususta rehberimiz Kur’an-ı Kerim ve onun hükümlerini, emir ve yasaklarını en mükemmel şekilde hayatına tatbik eden Hz. Peygamber’dir. Zira onun ahlakı Kur’an-ı Kerim’dir.

Evlatlarımız bize Rabbimiz tarafından, tertemiz bir fıtrat ile ihsan edilmiştir. Nitekim Rasulullah (aleyhi’s-salatü ve’sselam) şöyle buyurmuştur: “Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar. Tıpkı hayvanın, bütün organları tam bir yavru dünyaya getirdiği gibi (hayvanın dünyaya getirdiği bu yavrunun) vücudunda kesik bir organ görebiliyor musunuz?” (Buhari, Tefsir; Rum, 1)

Evlatlarımız kalpleri, akılları, zihinleri ve ahlakları tertemiz, fıtrat üzere bize emanet edilmiştir. Bütün bunları Rabbimizin emri doğrultusunda nakış gibi işlemek bize emredilmiştir. İmam Gazali (kuddise sirruh) bu konuda şunları söylemiştir: “Her doğan, ilim için istidatlı ve kabiliyetli doğar. Ancak anne babası onun cahil olmasına sebep olur. Şüphesiz ki bir çocuk edep, ilim, marifet, dünyevi ve uhrevi saadet çeşitlerini kazandığı vakit, övülen bu sıfatlardan dolayı kendisi ve anne babası için çok sevap hasıl olur.”

Bu sözlerden de anlaşıldığı üzere, tertemiz bir kabiliyet ve marifete sahip olarak dünyaya gelen çocukları en güzel şekilde gözetmek, yetiştirmek ve terbiye etmek her anne babanın en önemli vazifesidir. Anne ve baba onlara güzel örnek olarak faydalı ilim, hikmet, güzel ahlak öğrettiği ve iyi bir kul olmasına vesile olduğu zaman, şüphesiz Allah Teala bunun mükafatını verecektir. Bu vazifeyi en iyi şekilde yerine getirmek için de Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatü ve’s-selam) ahlakını ve yolunu en güzel şekilde öğrenmemiz yetmez, aynı zamanda hayatımızda tatbik etmemiz gerekir. Rabbim bizlere ihsan ettiği emanetlere sahip çıkmayı nasip eylesin.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:169 s.39



nizami hayat logo