Görüş Bildir

Gençler Dinimizi Dizilerden Öğrenmesin

Gençler dini dizilerden öğreniyor.

Televizyonların yeni gözdesi, seküler ve dindar hayat tarzlarının birlikte işlendiği dizi projeleri. İlk bakışta ortayı bulmayı amaçlıyor gibi görünen senaryoların bir noktadan sonra dindarlara parmak sallayan, modern dünyada nasıl var olacaklarını dikte eden bir yapıya büründüğünü görüyoruz. Esas oğlanların ve esas kızların sürekli geleneği eleştirdiği ve dinin ne olduğuna, nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin görüş serdettiği bu diziler yoluyla izleyici kitlesinin nasıl manipüle edildiğini fark etmek zor değil. Özellikle yeterli müktesebatı olmayan gençlerin bu yayınlar yoluyla din hakkında hiç de dini olmayan bir anlayış kazanıyor olmaları üzerinde ısrarla durmalıyız.
 

Gençleri Düşünmeye Sevk Edelim


“Dinimiz aslında öyle değil, böyle…” şeklinde ekrandan taşan söylemler karşısında ilk olarak şunları sormalıyız: Dinin ne olup ne olmadığını, dinen neyin doğru olup neyin olmadığını belirleme konusunda senaristlere bu geniş yetkiyi kim veriyor? İslamiyet’in vazettiği kuralları pilav pişirmeyi tarif eder gibi rahatlıkta masaya yatırıp, kendi arzularına göre eğip bükme hakkını nasıl kendilerinde buluyorlar? Dizilerin ilgili yerlerini kesip sosyal medyada gönderiden gönderiye çoğaltarak yaygın din eğitimine kalkışan zümre, İslamiyet hakkında gerçekte ne biliyor?

Asıl önemli olan, bizim yetişkinler olarak bu soruları sormakla yetinmeyip, gençlere de sordurabilmemizdir. Gençlerimiz, önüne gelenin din hakkında ahkam kesmesinin etik olmadığını ve dindar insanların dizilerde şekilci, iki yüzlü, merhametsiz gösterilmesinin iyi niyetle açıklanır tarafının bulunmadığını görebilmeleri için düşünmeye yönlendirilmelidir. Mesela dizilerde seküler karakterler dindar insanların alkollü kolonya kullanmama, domuz figürlü eşyaları evine sokmama gibi hassasiyetlerini eleştirip küçümserken; dindar insanların Ramazan ayındaki ibadetlerine saygı duyulması gibi en sade beklentileri bile tepkiyle karşılanıp had bildiriliyor.

Yahut oruç üzerinden, dindar insanların Ramazan ayında tek derdinin diğerlerinin oruç tutup tutmamasıymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu yayınların bize dışarıdan baktığı, dini yaşayış biçimimizle ilgili kendi tasavvurlarını ortaya koyduğu gibi önemli çıkarımları gençlerimizle konuşarak, tutarsızlıkları ve yanlışları onlar için görünür kılmak durumundayız.
 

Doğru Kaynaklarla Tanıştıralım


Bu tür yayınların son bulmayacağını, farklı platformlarda gençlerin benzerleriyle sıkça karşılaşacağını biliyoruz. Bu durumda asla atlanmaması gereken bir diğer tedbir de gençlerin din hakkındaki sahih müktesebatını güçlendirmek. Öğrendikleri bilgiler aslında gençlerin karşılaştıkları yayınları filtreleme, kritik etme araçları olacaktır. Ve bu bilgileri sonra değil şimdi edinmeleri elzemdir.

Din eğitiminde duygu, davranış ve bilgi şeklinde üç kazanım alanı olduğunu söyleyebiliriz. Her yaşta insanın bu üç alanla ilgili öğrenmeye, gelişmeye ihtiyacı vardır. Ancak söz konusu, çocukların ve gençlerin dini eğitimi olduğunda bu alanlar için kritik dönemlerden bahsedebiliriz. Mesela okul öncesi dönem dini duygunun kazanılmasında, ilkokul çağı dini davranışların alışkanlık haline gelmesinde ve nihayet ergenlik dönemi de bireyin dini bilgi ihtiyacının karşılanmasında kritik dönemlerdir. Bu dönemlerde ilgili başlık üzerinde daha fazla durulması gerekir. Dindar bir ailede büyümüş olması bir gencin din hakkında yeterli bilgisi olduğu anlamına gelmez. Doğru bir dini yaşayışı gözlemlemesi, ebeveyninin ve dindar çevresinin din hakkındaki güzel konuşmalarına kulak kabartması çok değerlidir. Ancak ergenlikten itibaren gençlerin çok daha kapsamlı bilgilendirilmeye ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacın ehliyet sahibi eğitimciler tarafından karşılanması gerekir. Zira ebeveynlerin her konuda gencin sorularına cevap vermesi, dini konuları ehil eğitimciler kadar derinlemesine bilmeleri mümkün değildir. Bu noktada ebeveyn genci şuurlu ve liyakatli eğitimcilerle buluşturmalıdır. Din hakkında doğru kaynaklardan bilgi edinen bir gencin, medyadaki manipülasyonlar karşısında daha sağlam duracağını ümit ederiz.


Aşağıdaki kaynaktan faydalanılmıştır:
Semerkand Aile Dergisi Sayı:212 s.32



nizami hayat logo